Korkusuz

Batıyoruz ama AKP’nin umurunda bile değil...

Batıyoruz ama AKP’nin umurunda bile değil...
Gezip dolaştığı güzel yerlerin fotoğraflarını sosyal medyada yayımlayan kişilerin mesajlarının altına biraz da esprili bir dille, “Hayat sana güzel” diye yazarlar... Bu sözü, şu sıralar en çok AKP’nin üst düzey yöneticileri için söylemek gerek. Zira; anladığımız kadarıyla, “hayat onlara güzel...”

AKP Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz de bu isimlerden biri... Yani; “hayatı güzel yaşayan ve hayata pembe gözlükle bakanlar”dan...   Demiröz, yaptığı son açıklamada, Türk halkının zenginleştiğini ve neredeyse her evde 2-3 telefon olduğunu söyledi. Demiröz’e göre, cep telefonu, “zenginlik” göstergesiymiş. Oysa ki; cep telefonu zenginlikten değil, “zorunlu ihtiyaç” olduğundan dolayı kullanılıyor. Zenginliğin göstergelerinden biri, kişi başına düşen milli gelirdir. Türkiye’nin bu bağlamda hangi ligde olduğu ise ortadadır.

DOLARIN YÜKSELMESİ İYİYMİŞ!

Ya TV’lerde AKP’yi savunan çoğu eski milletvekili, gazeteci, yazar ya da “düşünce insanı” için ne demeli? Bize günlerdir, TL’nin değer kaybetmesinin ve dolayısıyla doların yükselmesinin aslında ne kadar iyi olduğunu anlatmaya ve hepimizi ikna etmeye çalışıyorlar. Görünen o ki; onlar da Vedat Demiröz’ün izinden gidiyorlar! Belli ki; TL’nin değer kaybetmesi, bu muhteremlerin hayatlarında hiçbir olumsuzluğa yol açmıyor. Ya hepsinin yüksek oranda doları var ya da iktidarı savunabilmek adına iktisat teorilerini yerle bir etmeyi göze alıyorlar.

HALKTAN KOPUNCA...

Aslında yaptıkları tüm açıklamalar, AKP’lilerin ya da AKP’yi savunan yazar-çizerlerin artık ülke gerçekliğinden koptuğu ve başka bir evrende yaşadıklarını gösteriyor. Çünkü; herkes bilir ki; bir ülkenin parası değer kaybediyorsa, o ülkenin yurttaşları yoksullaşmaya başlar. Bu yoksullaşma, kısa sürede domino etkisi gösterir. Bir süre sonra çeşitli sosyo-ekonomik krizler uç verir. Bunu göremeyen iktidarlar, ilk seçimde koltuğu devreder.



AKP 20 yıl iktidarda kalınca, doğal olarak halktan koptu. Onlar için halkın çektiği sıkıntılar, acılar, yaşadıkları umutsuzluklar ve trajediler hiçbir şey ifade etmiyor. TV’lerde “Doların yükselmesi aslında iyi oldu” diyen AKP’liler ile AKP’yi savunan yazar çizer takımı, Titanik batarken keman çalan sanatçılara benziyor!

DERT ANLATMAYA ÇALIŞIYORUZ

İşimiz çok zor: İktidarın temsilcilerine, bir halkın yanlış politikalar yüzünden her geçen gün yoksullaştığını anlatmaya ve bunu kabul ettirmeye çalışıyoruz. Çünkü onlar bu gerçeği kabul etmedikçe, bir çözüm bulmak da mümkün görünmüyor.

ÇAĞRI!

Umutsuzum ama AKP’nin üst düzey isimlerine yine de anlatmayı deneyeyim:

AKP’nin sayın üst düzey yöneticileri; size şimdi ülke gerçeklerini anlatmak istiyorum:

2021 yılının Ocak ayında, asgari ücret alan bir emekçinin cebine, 385 dolar giriyordu. Bugün aynı emekçi, sizin yanlış politikalarınız yüzünden 290 dolar kazanıyor. Ve o emekçi, bir Aygaz tüpü Nisan ayında 160 TL’ye alırken, şu an aynı tüpü alabilmek için 190 TL vermek zorunda. Üstelik; emekçilerin gelirinde bir artış da yok.

Biliyoruz; bunların hiçbiri umurunuzda bile değil. Çünkü; fil dişi kulelerde, halktan uzak bir yaşam içindesiniz. Ancak yönettiğiniz ülkede milyonlarca yoksul insan var. Yurttaşlarımızın yüzde 44’ü asgari ücrete mahkum... Bize zenginlik masalları anlatmak yerine, ya bir çözüm bulun ya da seçim kararı alarak Türkiye’ye bir kez olsun bir iyilik yapın. Çünkü; siz kabul etmeseniz de halkın dayanacak gücü kalmadı. Halkın yeni bir umuda ve yeni bir hikayeye ihtiyacı var.

‘Kriz yok’ diyenler fuarlara gitsin...


Önceki gün, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Kitap Fuarı’na katılmak ve panelde konuşmak için için bu kente gittim. CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile birlikte katıldığımız panelin ardından, Asi Yayınları’nın standında kitaplarımızı imzaladık.

İmza etkinliği sonrası, yayınevinin sorumlusu Erçin Belsu’ya “Geçen yıllara göre kitap satışları arttı mı azaldı mı?” diye sordum.



GÖZLEM  

Asi Yayınları Fuar Sorumlusu Erçin Belsu, şunları anlattı:

“2020 yılında pandemiden dolayı fuar yoktu. Bu sene kalabalık var ama alışveriş çok düşük. 2019 yılındaki fuarda, bu yıl sattığımız kitap sayısının iki katı kitap satmıştık. İnsanlarımızın alım gücü çok düşmüş. Bunu sohbet ettiğimiz insanlar da söylüyor. Bir kitabı almadan önce     epey düşünüyor, bakıyor, indirim istiyor. Günlük ciromuzun yüzde 85’ini ise kredi kartı ile yapılan alışverişler oluşturuyor. Nakit yok denecek kadar az...”

Yayınevi sorumlusu Erçin Belsu’nun gözlemleri, “Kriz yok, muhalefet abartıyor” diyenleri yalanlıyor.