Korkusuz

Başkadı, ATATÜRK’e hakareti cezalandırır mı?..

Başkadı, ATATÜRK’e hakareti cezalandırır mı?..
AKP Genel Başkanı... Cumhurbaşkanı... Başkomutan...

Tayyip Erdoğan’ın –herhalde danışman ordusundan kimsenin aklına gelmedi- kendi ağzından aleni söylemediği  bir sıfatı daha var:

Başkadı...

Ee, anayasada, yasalarda böyle bir tanımlama yok. Nereden mi çıkardım?..

Saray iktidarının bir uygulamayı veya yetkiyi ele alıp yürümesi için illa bir yerlerde yazması mı gerekiyor?

Arz edeyim efendim:

Hatırlayın; Tayyip Erdoğan deve dişi gibi belediye başkanlarını birer birer görevden aldı. Operasyonlar sırasında  söz konusu belediye başkanları hakkında, yolsuzluk, rüşvet, kirli ihale iddiaları ayyuka çıkmıştı. Kendi Bakanları bile “parsel parsel  sattı” diye haykırıyordu Melih Gökçek için. Ne oldu?.. Görevlerinden alındılar. Köşelerine çekildiler. Hangisi hakkında yargı süreci başlatılabildi?.. Çünkü, bir konuşması ile yargıya anında istikamet çizen Tayyip Erdoğan, kararını vermiş, cezayı kesmişti. Onun üstüne başka bir hüküm konulamazdı!..

Gelelim bugüne:

Kendi şirketinden bakanlığına 9 milyon liralık dezenfektan satan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan görevinden gece yarısı kararnamesi ile alındı. Kararnamede “Görevine son verildi” ifadesi yer aldı. İnce ayrıntıya dikkat. Damat Berat Albayrak, görevinden affını istemiş, Tayyip Erdoğan kabul etmişti. Ruhsar Pekcan’ın ise görevine son verildi. Pekii.. Belgelenen bu skandal karşısında Ruhsar Pekcan ve tezgahın içindekiler hakkında yargının harekete geçtiğini, en azından dümenden de olsa bir soruşturma başlatıldığını duydunuz mu?.. Duyabileceğimizi pek sanmıyorum. Başkadı, kararı verip cezayı kesti.  Onun üstüne başka bir işlem icra etmek olmaz. O kadar!..

★ ★ ★

Hatırlatalım:

ANAP’ın kurucularından Devlet eski Bakanı İsmail Özdağlar, “rüşvet almak” ve “görevini kötüye kullanmak” iddiasıyla TBMM tarafından 15 Mayıs 1985 tarihinde Yüce Divan’a sevkedildi ve yargılandı. Dönemin Başbakanı Turgut Özal, İsmail Özdağlar’ı bizzat kendi elleriyle Yüce Divan’a yollamıştı. Turgut Özal olayı şöyle anlatıyordu:

“Ben politikayı yaparken hukuka çok dikkat etmek mecburiyetindeyim. Yani herkesin hakkına çok dikkat etmek mecburiyetindeydim. Bir misali yaşadım kendim. İsmail Özdağlar hadisesi. Yandaki odada olmuştur. Teyp bandı bana gelmiştir. Dinledim, üzerinde bir hafta düşündüm. Sonra çağırdım kendisini. Şu bizim jimnastik odasında. Sıkıya aldım. Bant da yanımdaydı. ‘Dinletirim bandı’ dedim. İtiraf etti. Dört kişi biliyordu hadiseyi. Uğur Mengencioğlu, yani parayı veren, İsmail Özdağlar, Adnan Kahveci ve ben. Ben bu hadiseyi bir gece düşündüm, ortaya çıkarayım mı, çıkarmayayım mı diye. Sonunda hukuk ve namus mantığı daha fazla galip geldi. ‘Bana ve partime ne gelecekse gelsin. Ben bunu ortaya çıkaracağım’ dedim.”

Her ölüm yıldönümünde Turgut Özal’ın mezarına koşanlar... “ANAP’ın devamı” olmakla övünenler... Hatırlasın istedim!..

★ ★ ★

Bakanlar Kurulu’nda gece yarısı yapılan mini revizyon hakkında analizler yapılıyor. Yeni Bakanlar; Mehmet Muş’un Berat Albayrak ekibinden olduğu, Derya Yanık ve Vedat Bilgin bir zamanlar sevgi ve saygı ile yaptıkları FETÖ paylaşımları... Hepsine tamam!.. Hatta küçük bir ilave yapayım; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çabalarıyla cezaevinden çıkarılan FETÖ sever Mümtazer Türköne ile Vedat Bilgin’in bir zamanlar Bahçeli ekibi içindeki etkinlikleri de Ankara’da dillere destan anlatılır!..

★ ★ ★

Devlet Bahçeli’nin MHP’sinde olup bitecekleri tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyor. Dünkü yazımda, Mersin’in Çamlıyayla ilçesinde okullarda NUTUK’u dağıtmak isteyen  Çamlıyayla Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Kayabaşı’nın görevinden alınacağını belirtmiştim. Aynen öyle oldu!..  Cumhur İttifakı’nın selameti, koltuğun bekası için kafa koparma operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. Fotoğraf o kadar net ki; zerre kadar yorum yapmaya gerek yok!..

NUTUK’un dağıtılmasını yasaklayan, yöneticilik görevinden alınan Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Bakkal ise üzerindeki koruyucu kalkandan aldığı cesaretle ATATÜRK’e hakaretlere devam ediyor. NUTUK, zararlıymış!.. Kararının arkasındaymış!.. Sözde eğitim müdürü, görevden alındıktan sonra bakın Facebook sayfasında neler paylaşmış;

“Benim vatanseverliğimi tartışacak bir insanın en az benim kadar bu ülkeye faydası olması gerekir. O yüzden hakkımda televizyonlarda, gazetelerde yapılan hiçbir habere, sosyal medyalar üzerinden yapılan yorumlara, anneme, eşime, çocuklarıma yapılan alçakça ve soysuzca küfürlere cevap vermedim, vermeyeceğim. Şunun bilinmesini isterim ki yüz kez görevden alınsam yine aynı kararı verirdim, asla pişman değilim. Çünkü birşey çocuklarımız için yararlıysa izin verilir, zararlıysa verilmez. Bunun lamı cimi yok. Şöyle olsaydı böyle olsaydısı yok. Dilekçe ile başvuruya resmi olarak cevap verilir. Kapağında Nutuk yazan sözkonusu kitabın içeriğine çocuklarımızın pedagojik seviyelerine uygun olmayan içerikler eklenmiş. Bir kitabın dışına Nutuk yazalım içeriğine istediğimizi yazıp ilkokul, ortaokul çocuklarının eline tutuşturalım. Bana emanet edilmiş çocuklara böyle birşeyin yapılmasına izin vermem mümkün değildi. Benim için makamlar, dünya kazanımları her zaman değerlerimden ve ilkelerimden sonra gelmiştir. Verdiğim kararın sonuna kadar arkasındayım.”

ATATÜRK’e aleni hakaret etmek bu ülkede suç mu?.. Başkadı’ya soralım!..

★ ★ ★

Bugün 23 Nisan. Sonsuza dek kutlu olsun...

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.