Korkusuz

Başka ne oldu?

Başka ne oldu?
Doğal olarak her yerde olduğu gibi herkesin gündeminde ağırlıklı olarak koronavirüs var.

Biraz dışına çıkalım.

Örneğin, Yunanistan ve Bulgaristan sınırına yığılan ‘on binlerce, hatta yüz binlerce’ mülteciye ne oldu?

Yandaş medyanın 24 saat canlı yayınlarla haberlerini verdiği bu mülteciler yoksa karşı tarafa geçti de bizim haberimiz mi yok!

Belki de tehditlerden ödü kopan AB, on milyar Euro göndermiştir de bize söylemediler.

Ya da eğlence bitti, perde kapandı!

Peki uğruna 59 şehidin verildiği İdlib sahnesine ne oldu?

Moskova’da yapılan anlaşma gereği, Türk ve Rus askerler Halep-Lazkiye yolunun bir bölümünde devriye gezmeye başladı.

Bu bölüm yaklaşık 30 kilometre.

IŞİD ve NUSRA benzeri altı gruba bağlı militanlar devriyeleri engellemeye çalışıyor.

Moskova Anlaşması’na göre Rus ve Türk askerleri, engelleme yapan teröristleri ve terör örgütlerini temizleyecek.

Moskova’dan yapılan açıklamalara bakılırsa “Ankara bu kez Soçi Anlaşması’nda olduğu gibi taahhütlerinden kaçamayacak”.

Ankara’nın işi zor çünkü ya İdlib’de korumaya çalıştığı NUSRA’cılarla savaşacak ya da bölgede operasyon hazırlıkları yapan Rus ve Suriye ordularıyla karşı karşıya gelecek.

Neyse ki şimdilik herkesin gündeminde koronavirüs var.

Savaş yaşayan Libya ve Yemen gibi Suriye’de koronavirüs yok ama Putin, fırsattan istifade işini sağlama aldı.

Yapılan anayasa değişikliğiyle 20 yıldır iktidarda olan Putin, 2036 yılına kadar başkan olarak kalacak. Değişikliğe göre şimdiki dönemi 2024’te bitecek olan Putin, altışar yıldan iki kez daha seçilebilecek.

Erdoğan’ın dostu Putin, 83 yaşında emekli olacak.

Peki Erdoğan’ın düşmanı Sisi ne yapıyor?

3 Temmuz 2013 darbesiyle iktidar olan Sisi, 2014 anayasasıyla cumhurbaşkanı oldu. Nisan 2019’da yaptığı anayasa değişikliğiyle başkanlığını 2024’e kadar uzattı, sonrasında yeniden seçilmeyi garantiledi.

66 yaşında olan Sisi, yeni bir numara çevirmezse bir on yıl daha iktidarda.

Devrilen adaşım Hüsnü Mübarek; ABD desteğiyle 30 yıl iktidarda kalmıştı, sonra da kendini cezaevinde demir parmaklıkların arkasında buldu.

Komşu Libya’da Kaddafi, 42 yıl iktidarda kalmıştı ama ölümü feci oldu.

Onun da komşusu Tunus’ta Bin Ali, 23 yıl başkan olarak kaldı ama son anda Suudi Arabistan’a kaçtı ve geçen yıl sessizce orada öldü.

Dört yıldır Suudi Arabistan ve BAE tarafından bombalanan Yemen’de Başkan Ali Abdullah Salih; ülkesini 30 yıl yönettikten sonra 2011 yılında istifa etti, sonra da öldürüldü.

Sudanlı Ömer el-Beşir… O da otuz yıl iktidarda kaldı ama şimdi cezaevinde.

Saddam, çok öncesinde asıldı.

O da 24 yıl başkan olarak ülkesini zulüm ve baskıyla yönetmişti.

Irak şimdi perişan.

Cezayir’de Başkan Butaflika, ülkesini 20 yıl yönettikten sonra geçen yıl halkın baskısıyla istifa etmek zorunda kaldı.

Yukarda saydığım ve İslam coğrafyasında benzeri çok başkanların tümü, seçim yapıyor ve yüksek oranlarla kazanıyor.

Bazıları beş, bazıları da yedi yıllığına seçiliyordu.

Kolay değil adamlar vatan-millet için çalışıyor!

Kendileri için bir şey istedikleri yok zavallıların!

Ürdün ve Fas’ın yanı sıra Körfez ülkelerinde sultan, kral ve emirlerin ülkelerinde ise ‘dört dörtlük demokrasi’ olduğu için onlara söylenecek lafımız olamaz!

Hepsi de ABD’nin dost ve müttefiki.

ABD, “Benim en büyük dost ve müttefikim İsrail” der ama olsun.

Biraz da Türkiye hikayesine benziyor.

Trump, “Benim en hakiki müttefikin PYD/YPG’dir” der ama Ankara, Fırat’ın batısında ve doğusunda ondan yardım ister.

O da “Yardım etmem” deyince; Erdoğan, Putin’le anlaşır.

Bizde de başkanlık sistemi olduğuna göre, iki lider kolay anlaşıyor.

Teke tek altı saat konuşmuşlardı Moskova’da.

İki lider anlaşınca, bize kutlamak düşer.

Kimin nasıl seçildiği ya da kaç yıl iktidarda kalacağı hiç önemli değil!

Lider dediğin her zaman ülkesi için her şeyi iyi yapar.

İyi lider dediğin her zaman kazanır.

Putin gibi.

Halkı da seviyorsa 2036 değil 2050 yılına kadar kalmalı!

Halkın sevmediği liderler de bırakıp gitmeli.

Arap Baharı sonrasında perişan edilen ülkeler canlı örnekler.

Ama en hakikisi Hitler!

Roma’yı yakan Neron da fena değil!