Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Bana bak Ahmet Hakan...

Bak kardeşim…

Köşe yazmaya başladığında sana en çok destek verenlerden biriyim…

Sana “Dönek” diye hakaret edildiğinde “Herkesin fikirlerini değiştirme özgürlüğü vardır. Sadece ölülerin ve delilerin fikirleri değişmez” diye yazdığımı hatırlarsın…



Ama Ahmet…

Yine hatırlarsın ki bir de şöyle diyordum:

“Yanlış ve kabul edilemez olan, aynı olaylar karşısında farklı tavır takınmaktır…

İşte onun adı dönekliktir…

Ahmet Hakan fikir ve hatta inançlarını bile değiştirmiş olabilir ama…

Bugüne kadar aynı olaya iki farklı pencereden baktığına tanık olmadım”…



Neydi aynı olay karşısında farklı tavır takınmak?..

Neydi aynı manzaraya iki ayrı pencere açıp bakmak?..

Mesela aynı suçlamayla yargılanan iki kişiden birinin yanında dururken, diğerini aşağılamak, “Oh olsun” demekti…

Ve fakat sen artık fikir değil tavır değiştiriyorsun…

Ve Ahmet…

Ben bile artık senin için “Her Devrin Yalakası” diyenlere hak veriyorum…



İlk kocaman fikir değişikliğini iktidar yandaşı bir aile, Doğan Medya Gurubu’nu hem de kamunun parasıyla ve tümüyle satın alınca yaşadın…

Bir zamanların o hem nalına hem mıhına vurduğu için takdir ettiğim Ahmet Hakan’ı gitti…

Yerine, sadece nala vuran ve fakat mıha vurmaya kıyamayan Ahmet Hakan geldi…



Hele bir de Hürriyet’e genel yayın yönetmeni olarak atanmadın mı?..

Sadece ufak tepeleri değil…

En küçüğünden en büyüğüne bütün büyük dağları da sen yaratmış gibi bir kibir kürküne büründün…



Yani Ahmet, sen; sen olmaktan çıktın…

“Ahmet Demirören” oldun…

Yani Aydın Doğan’a bile bu kadar yüksek değildi sadakatin…

Yani Ahmet…

Vicdanının ve aklının değil patronunun ve kişisel çıkarlarının götürdüğü yere gidip orada mahsur kaldın…



Unutma Ahmet

Bu ülke demokratik bir ülke…

Bu ülke eksikli de olsa hukuk devleti

Ve demokratik hukuk devletlerinde suç işleme özgürlüğü yoktur ama hata yapma, yanlış yapma özgürlüğü vardır…

Ama Ahmet…

Bir televizyon gazetecisinin, özgürlükçü ve insan hakları savunucusu bir hukuk insanını faşistlere hedef gösterip ölümüne sebep olmasını hiç kimse affetmeyecektir…



Evet, merhum Tahir Elçi’den söz ediyorum…

Programına defalarca konuk ettiğin…

En son misafirliğinde ise onu “Bir terör destekçisi, bir PKK sevici” gibi suçlayarak faşistlere, kafatasçılara hedef gösterdiğin…

Ve bir süre sonra da…

Devlete çöreklenmiş o faşistler tarafından katledilen Tahir Elçi’den söz ediyorum…



Bu ülkede siyaset yapma özgürlüğü de vardır Ahmet

Bu ülkenin anayasasında siyasi partilerden “Demokrasinin vazgeçilmez unsurları” olarak söz edilir…

Haliyle Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ya da başkalarının da parti kurma hak ve özgürlükleri vardır…



Onları ve yol arkadaşlarını tabii ki eleştirebilirsin…

Karşı da çıkabilirsin ama…

Siyasi parti kurma hazırlığı içinde olan birisine parmağını sallayıp; “Neden 2013 – 2018 arasında sustun da şimdi konuşuyorsun” diyerek azarlamaya hakkın yok…



Ama sen bunu da yaptın be Ahmet

Ali Babacan’ın konuşmalarını kendi penceresinden haklı bulan bir konuğunu azarladın…

Sesini yükselterek ve o andaki sözlerini de keserek:

“Neden 2013 – 2018 arasında sustu da şimdi konuşuyor?” diye adeta hömkürdün…



Ve Ahmet…

Bana da şu soruyu sorma hakkı vermiş oldun…

Seni varoştan alıp sosyetenin içine sokan eski patronun Aydın Doğan’ın bütün medyası elinden çalındığı halde neden sesini çıkarmadın?..

Neden o medyayı çalanların emrine ve hizmetine girdin?..

“Ben cumhurbaşkanının uçağına asla binmem” deyip de şimdi neden o uçaktan inmiyorsun?..”



Kısaca Ahmet…

Fikirlerini değiştirdiğin dönemde değişen fikirlerini kabul etmesem de seni çok iyi anlıyordum çünkü aynı zamanda dönüşüyordun da…

Taşra çocuğu, kasabalı ve İmam Hatip Lisesi mezunu ve üniversite okuyamamış Ahmet dönüşüyordu…

Dönüşen birisi elbette başta inançları olmak üzere fikirlerinde de değişimi yaşayacaktı…

Sen işte o makul değişimi yaşıyordun…

Ben de sana destek veriyor; “Sakın pes etme… Olumlu değişim yaşıyorsun… Tabii ki eleştirilecek ve hatta hakaretlere uğrayacaksın ama duymazdan, görmezden gel” diyordum…



O günlerdeki değişimin durdu ve aksine bu defa da geri dönüşümün başladı

Ve sen bütün değerlerini sattın be Ahmet…

Yazık, çok yazık…