Korkusuz

Bahçeli’nin kızdığı 2 rapor!

Bahçeli’nin kızdığı 2 rapor!
ABD Başkanı Biden’ı tebrik etmeyen tek parti genel başkanı Devlet Bey’di.

Tavrını gayet açık ve net ortaya koymuştu.

Dün attığı tweetlerle tutumunu daha da sertleştirdi.

“Küreselcilerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Türk milletinin yapacakları görülecektir”

Yani...

MHP, ABD ile köprüleri tam anlamıyla attı.

Bahçeli’nin asıl hedefinde ise Brooking Enstitü ve Kemal Derviş vardı.

İki zehir zemberek rapor yayınladı Brooking Enstitü...

(Kemal Derviş, Brooking Enstitü’nün kıdemli üyesi ama halen aktif mi bilmiyorum. Sağlık problemleri ile uğraştığını duymuştum.)

Aslına bakacak olursanız, Bahçeli bu konuda pek de haksız değil. Çünkü Amerika’daki think-tank kuruluşlarının Türkiye senaryoları her zaman korkutucu olmuştur.

Karanlık senaryolar yazarlar. Bu senaryolar da pek çok zaman çıkar!

Mesela...

Silk Road Studies’un 2009 raporu neredeyse birebir tutmuştu.

Türkiye’de bir askeri darbe olacağından, Deniz Baykal’ın istifaya zorlanacağına kadar her şeyi harfiyen bilmişlerdi.

Korkutucu...

★★★

Bahçeli’yi kızdıran raporları kaleme alanlar ise...

Biri...

Galip Dalay?

Eski Seta’cı... Şimdi ise Karar Gazetesi’nde yazılar yazıyor, Brooking Enstitü’ye de raporlar hazırlıyor.

Peki son raporunda ne demiş?

Özetle...

Türkiye ve ABD karmaşık bir ilişki içerisinde ve bu büyük kriz uzun süre devam edecek. Bunun çözülebilmesi için Türkiye’nin yönünü belirlemesi lazım.

★★★

İkinci isim ise...

Nicholas Danforth..!

O daha keskin bir rapor kaleme almış.

“Biden, Türkiye ekonomisini uçurumundan aşağı itmekle tehdit edecek!”

“Washington kesinlikle YPG’yi desteklemelidir.”

“Ankara ile Washington’un yeniden işbirliğine karar verecek olan, demokratik yolla seçilmiş yeni bir yönetim olacaktır.”

★★★

Devlet Bey bu iki rapordan; ABD’nin Türkiye’de bir iktidar değişikliğine karar verdiği sonucunu çıkartmış. Bu işin demokratik yolla olacağını söylemeleri de bir şeyi değiştirmiyor.

★★★

Yani...

ABD kararını vermiş.

Türkiye’ye ‘Ya benimsin ya toprağın’ diyor.

Türkiye’deki iktidarın da pozisyonunu ona göre almasını istiyor.

★★★

Bahçeli ise kılıcını çoktan kınından çıkardı.

Sözde müttefike “El mi yaman bey mi yaman göreceğiz” diyerek meydan okuyor.

Ama bugüne kadar zor virajları pragmatik çözümlerle aşmayı başaran Tayyip Bey, bakalım ne yapacak?

İç siyaseti de dış siyaseti de bu tercih belirleyecek!

Sünnetçi Vitrini!


Bir sünnetçi kendine bir klinik açmış.

Klinik düz ayak bir dükkan şeklinde olduğu için girişte de bir vitrini varmış.

Sünnetçi vitrinine fiyakalı bir saat koymuş.

Yoldan geçen bir adam önce sünnetçi yazan tabelaya, sonra da vitrinde duran saate bakmış.

Şaşkınlıkla sormuş.

- Burası sünnetçi değil mi beyim?

- Evet sünnetçi?

- E neden vitrine saat koydunuz?

Sünnetçi çaresiz bir şekilde cevap vermiş.

- Başka ne koyabilirdim ki?

★★★

Tam 1 yıl önce Covid salgını kapımızı çaldığında Sağlık Bakanlığımız’ın durumu çok çaresizdi. Salgına karşı ne yapması gerektiğine karar verememiş halde, hangi ilacı kullanacağını bilemez durumdaydı.

Sığındığımız tek makale Sualp Tansan Hoca’nın ‘hidroksiklorokin’ makalesiydi.

Sıtma ilacının covide iyi gelebileceğini yazmıştı.

Çaresizlik içinde sıtma ilacına yapıştı Bakanlık.

İlk dönem hastalara hep o ilaç verildi.

Plequenil!

Bugün ne mi oldu?

Avrupa’nın pek çok ülkesinde covid hastaları için Plequneil yasaklandı. Ülkemizde de pek çok enfeksiyon hocası bu ilacı yazmıyor hastalarına...

Bugün bakanlık bürokrasisiyle konuştuğumuzda, hastalara verecek hiçbir ilaç yoktu elimizde, çaresizdik diyorlar.

Sonra Favipiravir rüzgarı başladı.

Günde 5’er tablet gibi sert bir dozla başlandı. Yan etkilerini düşünecek durumda değildik.

Bugün...

Pek çok ünlü dergide Favipiravir’in hastalığı önleyici olmadığı ve dahası yan etkilerinin olabileceği yazılıyor.

★★★

Şimdi geldik aşıya...

Faz çalışmaları tartışmalı...

Ülke raporları tartışmalı...

Ama hepsini koyalım bir yana...

Tek ülkeden aşı alan tek ülkeyiz.

Gariban Peru bile 3 değişik aşıdan kendine sepet yaptı.

Biz tek aşıya talim ediyoruz.

Umarım ‘hemşeri torpiliyle’ son dakikada almaya çalıştığımız Biontech yeteri miktarda aşı verir de, bizim de en azından iki değişik aşımız olur.

Yoksa bu işler bittikten sonra...

“Ne yapalım elimizde sadece Çin aşısı vardı” sözlerini duyabiliriz.

★★★

Tıpkı vitrine saat koyan çaresiz sünnetçi gibi...