Gezi Parkı eylemlerinin planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla tutuklanan menajer Ayşe Barım, ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya kamuoyunun tanıdığı birçok sanatçı katıldı. Ancak Bergüzar Korel ve Halit Ergenç izleyici olarak salona alınmadı. Mahkeme, Barım'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Davanın ikinci duruşması 1 Ekim’de yapılacak.

Barım hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlamasıyla dava açılmıştı. İddianamede, Barım’ın “Gezi sürecinde sanatçıları organize ettiği, medya yoluyla kamuoyunu yönlendirdiği ve eylemlerin organizasyonuna katkı sunduğu” öne sürülüyor.

BARIM'IN İLK SÖZLERİ

Duruşma salonunda ünlü isimlerin “Hoş geldin Ayşe” diyerek alkışlarla karşıladığı Barım, sanık kürsüsündeki ilk ifadesinde şunları söyledi:

“Benimle ilgili tüm iddialar asılsızdır. Bu iddiaları sosyal medyada kimliği belirsiz kişiler yaymıştır.”

Ekol TV’nin haberine göre Barım, 7 Ocak 2025’te itibaren hakkında yürütülen bir linç kampanyasına dikkat çekerek şöyle devam etti:

“Genç bir oyuncu üzerinden para kazandığım iddiasıydı. Şikayetçi olduk. İftiraya maruz kaldım. Sonra sektörde tekelci falan olduğum şeklinde yeni bir Barım kimliği yaratıldı. Hakkımda şantaj ve tekelleşme konulu bir soruşturma başladı. Yine bir düğmeye basılmış gibi iddialar, iftiralar devam etti. Gezi Parkı’na zorla götürdüğüm, tehdit eden darbeci biri olduğum gibi inanılmaz iddialar ortaya atıldı. Evime 10 polis geldi, gözaltına alındım. Tutuklandım. 169 gündür Silivri'deyim. 92. gün iddianame hazırlandı.”

“ONLARIN PATRONU DEĞİLİM”

Barım, menajerlik görevini icra ettiğini ve oyuncuları yönlendirmediğini belirtti:

“Ben onların patronu değilim. Menajeriyim. Her gün oyuncularımı ararım. Ben işimi güzel yapan biriyim. İşlerimi yürütmek için görevimin icabı yapılan görüşmelerdir. Oyuncular ‘biz kendimiz gittik, kimse bizi yönlendirmedi’ diyor. Bir oyuncu istemiyorsam gitmem gibi bir ifade vermiş. Bunlar iddianamede yok. Ne yazık ki en büyük delil kullanılmamış. 12 oyuncudan 9’u savcılığa davet edilmiş. Savcılığa gidip ifade vermişler. Bunların iddianamede yeri yok. Korkuyorum bu yüzden.”

Barım, Gezi Parkı eylemlerine yönelik olarak da şu ifadeleri kullandı:

“Kimseyi yönlendirmedim. Ben onlar orada olduğu için gittim. Tıpkı 15 Temmuz mitingi gibi, 6 Şubat depreminde olduğu gibi.”

ÜNLÜ İSİMLER ADLİYEYE AKIN ETTİ

Duruşmaya destek için çok sayıda sanatçı Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Birce Atalay, Hakan Kurtaş, Bergüzar Korel, Halit Ergenç, İbrahim Selim, Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Zerrin Tekindor, Metin Akdülger, Birkan Sokullu, Miray Daner, Dolunay Soysert ve Merve Dizdar gibi isimler Barım’ı yalnız bırakmadı.

GÖZYAŞLARI SEL OLDU

Duruşma sırasında duygusal anlar yaşandı. Barım’ı gören Hande Erçel ve Serenay Sarıkaya, kilo kaybı nedeniyle gözyaşlarına boğuldu. Barım da ağlama krizine girdi. SÖZCÜ muhabiri Muratcan Altuntoprak, Barım’ın saat 11.15’te başladığı savunmasını saat 12.00’de tamamladığını aktardı. Barım, 12 yıl önceki olayları kendi penceresinden anlattı.

“ÇOK CİDDİ KALP RAHATSIZLIĞIM VAR”

Sağlık durumuna dikkat çeken Barım, şu ifadeleri kullandı:

“Ben hükümeti yıkmaya teşebbüs etmedim. Benim ülke sevgimin, saygımın böyle ayaklar altına alınmasına isyan ediyorum. Aleyhimdeki deliller çarpıtılarak iddianameye konmuş. Lehimde olan hiçbir delil iddianamede yer almıyor. Gezi Parkı’nın olduğu dönemde ben yurt dışındaydım ve Ege kıyılarındaydım. Sadece Gezi Parkı’na bir kez gittim. Çok ciddi bir kalp rahatsızlığım var. Kalbimde 6 ayrı hastalık tespit edildi. Son derece sağlıksız bir şekilde Silivri’de yaşam mücadelesi veriyorum. Bu cezanın orantısız olduğunu düşünüyorum. Olmam gereken ameliyatları tutukluluğum bitince olmak istiyorum.”

HAYATİ RİSK TAŞIYAN SAĞLIK SORUNLARI VAR

Barım'ın kalbinde ve beyninde toplam 9 ciddi hastalık olduğu bildirildi. Cezaevinde altı ay içinde defalarca bayıldığı öğrenildi. Avukatları tarafından yapılan tahliye talepleri 20 Mayıs, 30 Mayıs ve 11 Haziran tarihlerinde reddedildi.

Ancak Barım, 5 Haziran’da hücresinde yeniden bayıldı. Mahkeme bunun üzerine Barım’ı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne sevk etti. 2 Temmuz’da hazırlanan sağlık kurulu raporunda, cezaevinde kalmasının yaşamını doğrudan tehdit ettiği belirtildi. Raporda kalıcı kalp pili takılmadığı takdirde ani ölüm riski bulunduğu, ayrıca beyindeki yeni anevrizmanın patlaması durumunda beyin kanaması ya da ölüm meydana gelebileceği vurgulandı.

Barım’ın avukatları, Adli Tıp Kurumu raporu beklenmeden tahliye kararı verilmesi gerektiğini belirterek yeni bir başvuruda bulundu. Aksi takdirde yaşanabilecek hayati sonuçlardan cezaevi yönetiminin ve mahkemenin sorumlu olacağı ifade edildi.