Korkusuz

Atom bombası

Atom bombası
2016 seçimlerinde Trump’ın kazanacağını en az altı ay öncesinden Ayşenur’un Medya Mahallesi programında söylemiştim.

Elbette ben müneccim değilim ama Amerikan sistemini ve Amerikan toplumunun sosyo-psikolojik yapısını tanıyor ve Trump’ın kişisel geçmişini biliyordum.

Kolay değil 70 milyon seçmenin büyük bölümü kendileri gibi deli ve çılgın Trump’a oy vermişti.

Trump da başka diktatörlere özenerek iş tuttu.

Örneğin Hitler’e.

Hani şu 27 Şubat 1933’de Reichstag’ı (Almanya parlamento binasını) kundaklayarak bu yangını bahane eden ve istediği bütün otoriter yetkileri eline geçiren Hitler’e.

Nitekim Beyaz Saray’a girdiği ilk andan itibaren deliliğe başlamış ve 4 yıllık iktidar serüvenini Kongre baskınıyla noktalamaya çalışmıştı.

Geçen dört yıl içinde en az 40 yardımcısını kovdu ya da adamlar ona dayanamayarak bırakıp kaçtı.

Bunlar arasında bakanlar, Ulusal Güvenlik Sekreteri ve Beyaz Saray üst düzey yetkilileri var.

Peki dışarda ne yaptı?

İklim Anlaşması’ndan çekilerek dünyada çok ciddi çevresel sorunlara neden oldu. Örneğin başta Türkiye olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde yağmur yağmaz oldu.

İran’la yapılan Nükleer Anlaşma’dan çekildi, Suriye’nin doğusunu işgal etti, müttefik AB liderleri dahil dünyanın her tarafında herkesle kavga etti ve Körfez’in kral ve emirleri başta olmak üzere müttefiği liderlere hakaret edip aşağıladı.

Hakaret edip aşağıladığı herkes şimdi ona “deli” diyor.

Tam bir iki yüzlülük.

Dört yıl süresince yalnız ve yalnız İsrail’e hizmet etti ama Yahudi lobileri deli olduğunu önceden söyleyerek Biden’a destek verdi.

Amerikan toplumunda ona oy vermeyen 80 milyon vatandaş da ona deli diyor ve bir an önce görevden alınmasını istiyor.

Özellikle sanatçılar, sendikalar ve sivil toplum örgüt temsilcileri.

Yani Amerikan toplumunun “kafası çalışan aydın yüzleri”.

Ya da her şeye rağmen demokrasiye inananlar.

Örneğin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı 80 yaşındaki Nancy Pelosi.

1987 yılından bu yana Temsilciler Meclisi üyesi ve iki dönem meclisin başkanı.

Trump bir çılgınlık yapmasın diye Genel Kurmay ve Savunma Bakanlığı’nı arayarak “Trump’ın son anda bir çılgınlık yapmasını” önledi ya da önlemeye çalışıyor.

Adam deli.

Son anda bir çılgınlık yaparak İran’a karşı nükleer savaş ilan edebilir.

Bu yönde genel bir kanı var.

Neron misali.

Roma’yı yaktığı söylenen Neron.

Şunun şurasında on gün kaldı ama bu hikayenin sonu yok ve olmayacak.

Tarih böyle bir şey.

“Ders alınmadığı için hep tekerrür eder” ve edecektir.

Yalnız Amerika’da değil deli diktatörlerin yönetildiği tüm ülkelerde.

Ben bu coğrafyada bu tipleri çok gördüm.

Hemen hemen hepsi birbirine benzer.

Ortak özellikleri:

“Her şeyi ben bilirim, her şeye ben karar veririm, bana hiç kimse itiraz edemez ve eden olursa temizlenir”

Bazen de ortadan kaldırmayı da içeren bu “temizleme” işi ülkeden ülkeye ve diktatörden diktatöre farklılıklar gösterir.

Trump olayında olduğu gibi diktatörlerin başka bir ortak özelliği “vatan, millet ve ben gidersem ülke yok olur” söylemi.

Trump gitti (son anda bir numara olmazsa) ama ABD yok olmadı.

Ama ABD’nin iktidarda tuttuğu Saddam ve son dönem Kaddafi ABD’nin müdahalesi sonucu devrildi ve ülkeleri perişan oldu.

Başka örneklerde farklı durumlar ortaya çıktı ve sırada başka ülkeler var.

Deli diktatörler var oldukça ülkelerin çekeceği var.

Diktatörler ve onları seven insanlar var oldukça halkların işi zor.

Diktatör tektir ama bir diktatörün kurbanı hep milyonlar olmuştur.

Kısa, orta ve uzun vaade.

Saddam tam 42 yıl önce Cumhurbaşkanı olmuştu.

Kaddafi tam 42 yıl ülkesini yönetti.

Hüsnü Mübarek 30, Tunuslu Bin Ali 23.

SONUÇ!

DERS ALAN VAR MI!