Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Atasözünde denildiği gibi: Öküz öldü ortaklık bozuldu

AKP İstanbul Milletvekili Canan Kalsın, 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi’ne imza atan AKP yönetiminin son günlerde sözleşmeden çıkma isteğini eleştirirken bakın neler söyledi:

“Amacı şiddet uygulananı şiddetten korumak olan bir sözleşmenin toplumu bozduğunu söylemek akla ziyan bir tutum ve düşüncedir...”.



Canlarım...

İstanbul Sözleşmesi bir uygarlık mutabakatıdır...

Ve 2011 yılında...

O dönemin şartlarında AKP Hükümeti o uygarlık sözleşmesine imza atmakla övünüyor, imzacı bakanlar “tarihi gurur” diyordu...



Peki asıl amaç neydi?..

“Kadın haklarında biz de uygar ülkelerle aynı safta yer alıyoruz” demenin Devlet tarafından tüm dünyaya ilân edilmesi miydi?..

Yoksa uygar ülkelerden bir şeyler koparabilmek mi?..



Anlaşıldı ki asıl amaç ikincisi imiş...

Çünkü...

O günlerdeki tehlike ekonomikti...

Öz kaynakları olmayan, sürekli küresel sermayeye ve rezerv paraya ihtiyaç duyan T.C. Hükümeti, bunu sağlayabilmenin yolunun uygar görünmekten geçtiğini biliyordu...



Salt içeri para akışını sağlayabilmek için imzalanmış İstanbul Sözleşmesi...

Ama...

Küresel sermaye girişten vazgeçip aksine çıkışı hızlandırınca...

AKP zihniyeti de uygarlıktan çıkarak yüzde onluk tutucu ve kökten dinci tabanını tutabilmek için uygarlık sözleşmesinden çıkma kararı aldı...



Yani...

Atasözünde denildiği gibi:

“Öküz öldü ortaklık bozuldu...”.

SIRTIMIZ YERE GELMEYECEK...


Gece geç saatler...

Bağdat Caddesi sakinleri, yavaş yavaş evlerine çekilmek üzere...

Kafelerde ise boş yer yok...

Cıvıl cıvıl...



Türbanlı üç genç kadın aynı masada sohbet ediyorlar...

İncilay’a gösterip, sağ elimin baş parmağını yukarı doğru kaldırıyorum...

“Çok hoş” diyor sevgilim...



Az sonra, başı türbanlı iki genç kız geçiyor yanımızdan...

Özgürlüğün tadını çıkarıyor gibiler...

Ne ters bakan var kendilerine...

Ne laf atıp canlarını sıkan...



Biz ise farklı kültürlerin bu uyumundan duyduğumuz mutluluğu anlatıyoruz birbirimize...

Ne kadar hoş...

Nasıl da demokratik ve uygar...



Demokrasi ve uygarlık Avrupa Yakası’ndan başlamıştı oysa...

Şimdi ve yeniden bu defa Anadolu (Asya) yakasından başlıyor gibi...

Yakında Üsküdar da böyle olacak...

Ve umuyorum ki...

Fatih ve Çarşamba da...



Z kuşağı; insanların giyim, kuşam ve yaşam tarzlarıyla değil; gelişime, değişime, demokrasiye, hukukun üstünlüğü ilkesine, insan haklarına ne kadar açık olup olmadıklarıyla ilgilenecek...

O gün...

Sırtımızın yere gelmeyeceği gün olacak...

NE YAZIK Kİ ÖZLÜYORUM...


Türk halkını yöneten cumhurbaşkanı olmak ne büyük şans...

Ekonomi berbat mı?..

Yükle dış güçlere...

Covid 19 yeniden mi hortladı...

Yükle muhalif liderlere...

“Biz yapmayın etmeyin dedik ama onlar yüce halkımızı sokaklara döktü, üstelik maske de dağıtmadı...”..

Dış politika yerlerde mi sürünüyor...

Komşularınızı suçlayın...



Sadece eski siyasi yapıyı değil...

10 yıl öncesinin AKP’sini de özlüyorum...

Ne yazık ki özlüyorum...

ATATÜRK SEVR’İN İNTİKAMINI MI ALDI?..


Fransız Le Mond Gazetesi’ne göre “Erdoğan Sevr’in intikamını alıyor”muş...

Saçma...

Komik...



Yahu Atatürk Kurtuluş Savaşı’nı Sevr’in intikamını almak için yapmadı ki...

Bugünkü halefinin intikam almak için politika ürettiğini düşünmek akıl kârı değil...



Atatürk özgür ve uygar bir ulus yaratmak için yaptı Kurtuluş Savaşı’nı...

Maraş’ın önüne neden “Kahraman” sıfatı eklendi?..

Antep niçin “Gazi” unvanıyla birlikte kullanılır oldu...

Şehir halkları Fransızları kovdukları için...



Ne yani...

Kahraman-maraş’taki üniversiteye adı verilen Sütçü İmam; Sevr’in intikamını almak için mi savaştı?..

Hadi oradan be...



Neymiş?..

Erdoğan, Fransızlardan Sevr’in intikamını alıyormuş...

Amma da komik hani...



Sevgili Fransız halkı...

Saygıdeğer Le Monde yönetimi...

Türklerin “intikam” gibi ortaçağ aptallıklarıyla işi olmaz...

Atatürk bize intikam, kin ve nefreti değil...

Yurtta barış, dünyada barışı emanet etti...

ÖZÜR DİLEMEK ERDEMDİR...


Şair Haydar Ergülen dedi ki:

“Ben kendi adıma özür diliyorum; 2. Cumhuriyetçi, ‘yetmez ama evet’çi, liberal, özgürlükçü soldan pek çok insanın da özür dilemek istediğine inanıyorum.

Akil insanlar, açılım toplantılarına katılanlar, bildirilere imza atanlar, ülkeyi AB’ye taşıyarak demokratikleştirecekler düşüncesiyle bu iktidarı destekleyenlerin, yazı yazanların, yani bu sürece bilerek ya da bilmeyerek katkı sağlayan herkesin özür dilemesi gerekiyor.”.



Özür dilemek erdemdir...

Bu erdemliliği gösteren kişiye “şimdi mi aklın başına geldi?” diye kabadayılık taslayanlar, erdemin ne olduğunu bilmeyenlerdir...