Korkusuz

Angara’yı hoplatan fotoğraf!..

Angara’yı hoplatan fotoğraf!..


Önceki gün ikindi saatleri...

Gündeme “son dakika”, “flaş haber” başlıkları ile bomba gibi düştü.

-Alaattin Çakıcı, MHP Genel Merkezi’nde Devlet Bahçeli ile baş başa görüşme yaptı. Görüşmenin fotoğrafı, Çakıcı’nın dostu Üzeyir Çakmaktaş tarafından paylaşıldı.

Kulisler “ne oluyor” diye hareketlendi. Ziyarete ilişkin fotoğraf kareleri üzerinden yorumlar yapıldı. Görüşmenin içeriği ile ilgili “genel af çalışmasından “ tutun, “Sedat Peker’in twitter açıklamaları”na kadar bir dünya senaryo üretildi.

MHP Genel merkezinden ses seda çıkmadı... Alaatin Çakıcı kısa bir açıklama yaptı;

“Uzun zamandır rahatsızlığımdan dolayı gelemediğim için bugün sayın genel başkanıma ziyarette bulundum. Halk TV bu ziyaretimi provoke ederek; ‘Çakıcı’nın Bahçeli’ye ziyaretinde genel af konusu masaya yatırıldı’ cümlesini dile getirerek haber yapmıştır. Bu haber ahlaki ve etik değildir. Politikayı politikacılar yapar. Bu benim işim değil. Sayın devlet başkanımızın, sayın genel başkanımın ve parlamentonun işidir. Muhalefetin basın organı olan Halk TV, gelecekte bir af çıkacaksa onun önünü kapatmak için bu haberi yapmıştır.”

Bahçeli, izin vermese o kareler servis edilebilir miydi?.. Tabii ki edilemezdi!..

Peki ne mesaj veriliyordu?..

Huylanmamak mümkün mü?.. O da çok zor!.. Hele, Devlet Bahçeli, kendisini ziyarete gelen birinin koluna girerek fotoğraf veriyorsa!.. (Arşivden bakın isterseniz. Devlet Bahçeli’nin konuklarının koluna girerek verdiği kareyi bulmanız çok zor. Veya hiç yoktur)

MHP’de Devlet Bahçeli’ye yakın üst düzey bir kurmay ile görüştüm. Ziyareti “masumane bir dost ziyareti” olarak değerlendirdi. Bahçeli’nin genel af öncesi Çakıcı’yı hapishanede ziyaret etmesini hatırlattı. Geçirdiği rahatsızlık yüzünden Bodrum’da bir süre istirahat eden Çakıcı’yı, Bahçeli’nin mutlaka  2 günde bir arayarak durumu hakkında bilgi aldığını söyledi. Kurmay isim, Bahçeli’nin şu sözlerini de hatırlattı;

“Alaattin Çakıcı bir Ülkücü şehidimizin oğludur. Alaattin Çakıcı ülke ve millet sevdalısı bir ülkücüdür. Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır.”

Sedat Peker’in açıklamalarının ardından,  servis edilen ziyaret ve fotoğraflardan pirelenmemek elbette mümkün değil!.. Sadece, dostane masum bir ziyaret mi?.. İlişkileri çok yakından bildiğim için “hayır” diyemem. Amaa... Hâlâ ısrarcıyım, o karelerde verilmek istenen bir mesaj var... Bekleyip görmekten de başka çaremiz yok...

★★★

Sedat Peker’in açıklamaları ile yatıp kalkıyoruz. Ankara’da bir süredir yeni operasyonlar ve tutuklamaların olabileceği konuşuluyor.

Arnavutluk polisi, kırmızı bültenle aranan Thodex’in kurucusu Faruk Fatih Özer’in Arnavutluk’un Vlora kentinde yakalandığını dün açıkladı. Türkiye’nin ‘en büyük üçüncü kripto para borsası’ olarak bilinen Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer, siteyi kapatıp 20 Nisan 2021’de yurt dışına kaçmıştı. Yaklaşık 400 bin yatırımcının, 2 ile 10 milyar dolar arasında olduğu belirtilen parası dolandırılmıştı. Faruk Fatih Özer’in siyasi yakınlıkları da malum!.. Hâl böyle olunca kulisler “geliyor gelmekte olan” diye çalkalandı.

Sedat Peker’in açıklamaları ile meydana gelen  gelişmelerden sonra gazeteci yazar Alper Aksoy da dikkatimi çeken bir analiz yaptı. Onu da paylaşmak isterim;

- PİRANA BALIKLARI TEHLİKESİ

Sedat Peker’in açıklamaları kesinlikle şahsi çabalarla elde edilecek bilgiler değildir. Üstelik “Bir oda dolusu belge var elimde”  diyor. En öldürücü olanlarını da en sona sakladığını söylüyor, yani seçime bir iki ay kalaya...

Buradan anlamamız gereken şudur: Devletin zinde güçleri siyasal islamın devlete pirana balıkları gibi saldırdığını görüyor. Şu an yüz yüze olduğumuz birinci tehlike ne PKK’dır, ne Yunanistan’ın silahlanması...

Birinci tehlike pirana balıklarıdır!..

Pirana balığı hamsinin şişmanıdır, çenesi ve dişleri çok güçlüdür, ısırdığı yerden nohut büyüklüğünde bir parçayı mutlaka kopartırlar. Sürü halinde gelirlerse üç tonluk su aygırını bir saatte iskelete çevirirler.

★★★

1982 yılında vatani görevini Erzincan’da yapan ressam Mustafa Aydemir, Keşiş Dağı’na üç bin gönüllü asker ile birlikte 176 metre boyundaki ATATÜRK portresi oluşturdu. Yaklaşık bir ayda yapılan ATATÜRK portresi bozulmaya yüz tuttu. 100 sıra dışı sanat eserinden biri seçilmiş, dünyanın en büyük portresiydi.



Yeniçağ gazetesinin haberinde okudum. Ressam Mustafa Aydemir, “Bir dağa nakşedilmiş dünyanın en büyük portresini, 30 günde tamamı gönüllü askerlerle ve hiç para harcamadan yapmıştık. Boyaları solan ve taşları yerinden kayan portrenin heybetini kaybetmesi bizleri çok üzüyor” diyor.

Günümüze kadar gelmesine rağmen güneşin, depremlerin ve sellerin yıprattığı portrenin saldırıya uğradığını belirten eser sahibi Mustafa Aydemir, 2016 yılında askeriyenin portre üzerindeki korumayı kaldırdığını ifade ederek şunları söylüyor;

“Koruma kalkınca portreye saldırdılar ve portreyi oluşturan bin ton ağırlığındaki taş gibi ağır malzemeleri temellerinden sökerek dağdan yuvarlamışlar. 2017 yılında Erzincan Valiliği’nin isteğiyle geçici bir onarım yaptım ama kalıcı bir çözümle gelecek kuşaklara aktarılması gerekiyor. Otların biçilmesi ve üzerine boya dökülmesi yeterli korumayı sağlamıyor.”

E, o zaman!... Görelim bakalım ATATÜRK’çüleri!.. Görelim bakalım seçim yaklaşınca ATATÜRK ve kahraman silah arkadaşlarını hatırlayanları!..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.