Korkusuz

Amirale bingo!

Amirale bingo!
Hatırlarsınız...

‘Bulutsuzluk Özlemi’ grubu vardı.

Bir zamanlar en meşhur rock grubumuzdu.

Onun solisti Nejat Yavaşoğulları’nın anlattığı olaydır.

Yurt dışında rock konserlerinin sonunda...

İzleyiciler soliste bağırırlarmış...

“Atla! Atla! Atla!”

Kendinden geçmiş rokçu da sahneden uçarak izleyici kalabalığının üzerine doğru atlarmış.

Ve izleyiciler elleri üzerinde rokçıyı yakalarlarmış.

★★★

Yavaşoğulları “Bunu sakın Türkiye’de denemeyin. Aniden çekilirler. Betona çakılırsınız” demişti.

★★★

Amirallerimizin çoğu Balyoz’dan yattı.

Kumpasa uğradılar.

Hepsinin Atatürkçü kimliğinden kimsenin şüphesi yok.

Yaş ortalamaları 70’in üzerinde...

Örneğin darbe yapacak denilen Işık Biren amiral 89 yaşında.

Yardım almadan yürüyemiyor.

★★★

Bir kısmını televizyondan izliyorduk.

Bir kısmını okuyorduk.

Mavi Vatan tanımını onlar belletmişti tüm Türkiye’ye...

Bedel ödemiş...

Acı çekmiş...

Ama gocunmamış...

Ülkesine küsmemiş, Cumhuriyet’in 100. Yılı’na dimdik girebilmemiz için çabaladıklarına şahit oluyorduk.

Ekran onları sevmişti.

Muhalifi yandaşı... Tüm kanallarda onlara yer açılıyordu.

★★★

Hepimizi irrite eden ‘sarıklı amiral’ onları da derinden sarsmış demek ki.

Kalbimize mıh gibi saplanan ‘Montrö kaldırılabilir’ lafı onları da üzmüş belli ki.

Tepki koymak istemişler...

Birikimlerini topluca ifade etmek istemişler...

Ama saat tuhaf bir saat...

Günlerden Cumartesi...

Bir tatil akşamı...

Sonra bir de “bildiri” şeklinde...

Altına da cart diye 103 amiral diye imzala...

Buyur burdan yak...

★★★

İlk işaret fişeği Fahrettin Altun’dan geldi.

Gece ilerledi.

Bir gazeteci çıktı.

‘Cumhurbaşkanımızın Marmaris’te olduğu sıra bildirinin yayınlanması manidar’ dedi.

Bir başkası...

‘15 Temmuz’a 103 gün kala 103 amiral... Görmüyor musunuz tezgahı’ diye yazdı.

Diğeri...

‘İmzacı amirallerin % 80’i Rahmi Koç’la ilişkili’ dedi.

Bir başkası...

‘Amirallerle oyalanmayın, asıl tehlike arkalarındaki derin akılda’ dedi.

İstanbul İl başkanı çıktı...

‘Aşıları var mı bunların’ diye sağlık bakanına sordu.

★★★

Durun yahu...

Emekli subayların bir sayfalık metninden darbe iması çıkar mı hiç derken...

Bir de baktım ki...

Son dakika...

Ankara Savcılığı amirallere soruşturma başlatmış...

★★★

Peki bakalım... Muhalefet cephesi ne diyecek diye bekledim.

Muharrem İnce “Buradan darbe amacı çıkmaz. Ama gece yarısı yayınlanması, olmadı” dedi.

★★★

Sonra...

Saat 16.00’da Akşener basın toplantısı yapacak dediler.

Kulak kesildim...

Bakalım Meral Hanım ne diyecek?

Akşener tane tane konuştu.

Meğer bombayı sona saklamış...

Bildiriyi imzalayanlara “zevzekler” demesin mi?

★★★

Peki ya CHP?

Akşam saatlerine kadar bekledim...

Ne açıklama gelecek diye...

Genel merkezden ses seda yok.

En son...

Kılıçdaroğlu’nun twiti düştü önüme...

“Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır.”

Yani...

Kemal Bey, İsmet Paşa taktiğiyle yürümüştü.

(İnönü, konuşmak istemediği bir konu oldu mu, kulaklığını usulca kulağından çıkarıp masanın üzerine bırakırdı.)

★★★

O saldırdı...

Bu hücum etti...

Bu çekildi... Bu kaçtı... Derken...

Kaldı mı amiraller denizin ortasında tek başına...

Ve şu altın kural işledi.

Senin ne kastettiğin değil karşındakinin ne anladığı önemlidir. Sözünü ona göre söyle.

İki İnce Transfer


Memleket Hareketi ivme kazanmaya başladı.

Ne zaman kuruldu ne zaman kurulacak derken...

Parti yavaş yavaş belirmeye başladı.

20 ilde başkanlık binaları tutuldu.

Ankara’daki Genel Merkez’in ise son hazırlıkları yapılıyor.

★★★

Parti çevrelerinde 15 güne kuruluş dilekçesinin verileceği konuşuluyor...

Ama ben gene de 19 Mayıs’a ancak yetişebileceklerini sanıyorum.

Bu arada İnce de boş durmuyor.

Vitrine çıkacağı güne hazırlık yapıyor.

Kamuoyunun tanıdığı sevdiği isimleri o güne hazırlıyor.

Bunlardan ikisi kulağıma geldi.

★★★

Biri eski bir ünlü futbolcu ve şimdilerde teknik adam!

Diğeri ise bir televizyonun eski genel yayın yönetmeni ve gazeteci.

Memleket Partisi’nin kuruluşunda yer alacaklarmış.

Ne diyeyim.

Hayırlı olsun.