Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Ama umutla bekleyeceğiz...

Adının “Pınar” olduğunu hatırladığım AKP sözcüsü bir hanımefendi geçtiğimiz akşam bir TV kanalında kendi kafasına göre (Hem de bir avukat... yani hukukçu) FETÖ’cülük suçlamasına milat biçti...

Eğer birilerini FETÖ’cülükle suçlayacaksanız...

Eylemlerinin (Yardım ve yataklıkla övgü) 2014 yılından sonra başlaması gerekiyordu...

Neden?..

Çünkü avukat hanımefendiye göre 2014 yılında yapılan bir MGK toplantısında o güne kadar adı “Cemaat” olarak anılan dini örgütün aslında bir “Terör örgütü” olduğu tescillenmişti...



Oysa...

MGK “tescil ve hüküm” makamı değildir...

Ve...

“Avukat” olduğunu ileri süren hanımefendi bu en basit yasal durumu bilmiyordu...

Yani...

MGK’nun sadece bazı konularda aldığı kararları hükümete tavsiye edebileceğinden haberi yoktu...

Hükümetin o tavsiyelere uyabileceği gibi ciddiye bile almayabileceğini öğrenmemişti...



Halbuki, 2004 yılı Ağustos ayında yapılan MGK toplantısında “Gülen Cemaatinin tehlikeli biçimde örgütlendiği ve hakkında yasal işlem yapılmasını gerektiği” konusunda ortak karar varılmıştı...

Hükümete de “Cemaat giderek paralel bir yapı haline geliyor önlem alın” diye tavsiye edilmişti...

Ama...

Dönemin ve halen günümüzün de hükümeti MGK’nun tavsiye kararını ciddiye almadı...

Ve fakat...

Pınar Hanım işte o 2004 yılı Ağustos ayı MGK’nı anmak bile istemiyordu...

Milâdı, 2014 yılına taşıyor ve tabii ki hiç inandırıcı olmuyordu...



Bunları yazmam nereden mi icap etti?..

Saygı’nın (Öztürk), Genelkurmay eski başkanlarından emekli Orgeneral Hilmi Özkök’le yaptığı söyleşiyi okudum SÖZCÜ’de...

General Özkök, söyleşinin bir yerinde şöyle diyordu...



“Anayasa gereği YAŞ kararları yargı denetimi dışında tutulduğundan, ihraç edilenler yargıya başvuramıyorlar düşüncesiyle o zaman YAŞ üyesi Başbakan ve Milli Savunma Bakanı kararlara şerh koyuyorlardı. Umarım şimdilerde ‘Fetullahçılar niye atılmıyordu’ diyenler bu açıklamalarımı düşünürler.”



İktidar, medyamızı da anayasal kurumlarımızı da öylesine bozdu ki...

Bakalım yeni gelecek olan siyasi kadrolar bu enkazı nasıl kaldıracak?..

Çünkü...

Yalan, siyasetin ve devlet yönetiminin temel direklerinden biri haline getirildi...

Gerçeklerle mücadele kolaydır ama...

Yalanla nasıl mücadele edilir bilemiyorum...



Allah, yeni gelecek iktidarın yar ve yardımcısı olsun...

İşleri zordan bile öte...

Ama umutla bekleyeceğiz...

O İKİSİ MALI GÖTÜRÜYORLAR...


Erdoğan ve Bahçeli iki yıl önce (Genel seçimler sürecinde) İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerini Hazine adına tescil ettireceklerine ilişkin kanun çıkaracaklarını söylüyorlardı.

Seçimlerden sonra unuttular konuyu...

Ve fakat...

İki gündür yeniden buzdolabından çıkarıp ateşe koydular, ısıtıyorlar...



Ancak...

İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerine el koymak için KHK yetmez...

Kanun değişikliği de yetmez...

Anayasayı değiştirmeliler...



Sayıları buna yetmez...

Peki...

İYİ Partili ve HDP’li milletvekilleri öyle bir eşkıyalığa oy verir mi?..

Eğer, “verir” diyorsanız...

O zaman zaten örtün ki ölelim...

Neden mi?..



Çünkü...

Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerinin Hazine’ye devri miras hukukunu delip geçmektir...

Ki...

Dünyada neredeyse örneği kalmamış komünist yönetimler bile miras hukukunda çok büyük devrimler yaptılar...

Hele bu mirasın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Cumhurbaşkanı Atatürk’e ait olduğunu da düşünürseniz; iyice rahatlarsınız...



Peki...

Erdoğan ve Bahçeli ne yapmak istiyorlar?...

Belli...

“Aaaa cambaza bak!” modelini uyguluyorlar...

Ahali “Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisseleri Hazine’ye (İktidara) devredilecek” diye tartışırken o ikisi malı (Siyasi olarak) götürüyorlar...

MİLYONLARCA YURTTAŞ HAZIR BEKLİYOR...


B.K. Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde bir anaokulu öğretmeni...

Tabii ki kadrosuz...

Ücretli çalışıyor...



İddia o ki...

B.K. sosyal medya hesabından AKP Genel Başkanı Erdoğan’a hakaret ediyor...

Memlekette AKP’den geçinmeli pek çok vicdan ve ahlak fukarası muhbir yaşadığı için, hemen cumhuriyet savcılığına koşup B.K.’yı şikâyet ediyorlar...

Tabii ki savcılık da hemen soruşturma başlatıyor...

Ve...

Genç öğretmeni gözaltına alıyor...



Suç ya da hakaret edip etmediği henüz belli değil ama...

Bakan Bey, Reis’in emir eri...

Bir talimat...

Öğretmen B.K. çalıştığı okuldaki işinden kovuluyor...

Şimdi bir düşün bakalım...

Erdoğan Cumhurbaşkanı değil de sadece AKP Genel Başkanı olsaydı ve bu soruşturma başlatılabilir miydi?..

Hayır, başlatılamazdı...



Eminim, öğretmenimizin gözaltına alınmasına sebep olan cümleyi kurmak için sabırsızlıkla bekleyen milyonlarca sosyal medya gezgini vardır...

Ben şahsen, hanımefendinin ne söylediğini merak ediyorum...

Ne dediğini bilirsem eğer onun söylediklerinin aynısını youtube kanalımda tekrarlayabilirim...

Keşke birileri bana öğretmen kızımızın ne dediğini duyursa...