Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Almanlar bizi neden ve nasıl kıskanıyor?..

Haberin üst başlığı şöyle:

“Almanya’da Merkel sonrası dönem için seçime girecek adaylardan Yeşiller Partisi’nden Annalena Baerbock, kaleme aldığı kitapta intihal yaptığı iddialarının ardından anketlerde 12 puan geri düştü...”.



Canlarım benim...

Almanlar bizim ekonomimizi değil, zekamızı...

Ve...

İktidar siyasetçilerimizi kıskanıyor...

[caption id="attachment_272266" align="alignnone" width="600"] Annalena Baerbock[/caption]



Neden?..

Çünkü Almanlar...

“Dürüst ve temiz ahlaklı siyaset ve siyasetçiyi tercih etme” aptallığından bir türlü vazgeçemiyorlar...



Oysa...

Bizim seçmenlerimizin öyle bir duygusallığı asla yok...

Suçüstü yakalanan siyasetçileri seçmekten bile asla vazgeçmiyorlar...



Niçin?..

Siyasetçisine sadakatle bağlı oldukları için...

Siyasetçisine kayıtsız şartsız itaat ettikleri için...



Almanlar, bırakın devleti soymayı...

Bir başkasının yazdığı kitaptan birkaç sayfa aşıran bir siyasetçinin 12 puanını geri alırken...

Bizim uyanık seçmenlerimiz tam tersini yapıyor...

Suçüstü yakalanan siyasetçisine daha çok bağlanıyor...

Oylarını arttırıyor...



Yaaa...

Uyanıklığımız kıskanıyorlar bizim...

Çünkü...

Onlar da biliyorlar ki...

Ekonomideki büyüklüğümüzü yakalayabilmeleri imkansız...

Ama...



Aralarında yaşayan iktidar sevdalısı soydaşlarımızdan...

Hırsız siyasetçilere sadık kalmanın ne kadar mükemmel bir şey olduğunu kolayca öğrenebilirler...

ÖZGÜRLÜK NEDİR?..


Gelişmiş ülke yurttaşları için özgürlük:

Bir ölçü (Modern hukuk kurallarına uygun yapılmış yasalar) dahilinde...

İnsanın istediğini yapabilme serbestliğidir...



Bir diğer tanıma göre ise yine aynı insanlar için özgürlük:

Bir kişinin, dilediğini yapma serbestliğinin başkaları tarafından kısıtlanmamasıdır...



Türk Müslümanlarının, diğer uluslardan daha akıllı...

Daha uyanık...

Daha iyi çalabilme özelliği işte bu:

“Özgürlük” tanımı noktasında ortaya çıkıyor...



Çünkü...

Türk Müslümanlarının geneli:

Çalma özgürlüğünü...

Düşündüklerini ifade edilme özgürlüğüne tercih ediyor...



Yaaa...

Müthiş bi şey...

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ GERİ GELSİN YETER...


Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki:

“Kadına yönelik şiddetle mücadele Eylem Planı’nı 5 ana hedef, 28 strateji, 227 faaliyet şeklinde planladık...”.



Bir keli sakal tıraşı yapan berber, kafasındaki tek tel saç için:

“Saçınızı da tarayayım mı efendim?” diye sormuş...

“Bırak dağınık kalsın” demiş kel...



Sayın Cumhurbaşkanı...

O kadar çok şey yapıp da lütfen kendinizi yormayın...

İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirip uygulamaya koyun yeter...

ÖYLE ÇOK DUYGULANDIM Kİ...


Emine Erdoğan halkımızı tasarrufa davet etmek için şöyle dedi:

“Gelin porsiyonlarımızı küçültelim, bu utançtan kurtulalım...”.

[caption id="attachment_272267" align="alignnone" width="600"] Emine Erdoğan[/caption]



Çok duygulandım...

Bereket antidepresan kullanıyorum da...

Ağlayamıyorum...

Yoksa...

 



Bu kadar hassas bir Hanımefendi’nin...

Bu yüce merhamet duygusu karşısında...

İki gözüm iki çeşme olur...

Yanaklarım ıslanırdı...



Hele bunu söyleyen Hanımefendi...

“İtibardan tasarruf olmaz” diyen bir Yüce Başkan’ın eşi olunca...

İnsan daha da çok duygulanıyor yani...



Demek ki...

Onlar da sonunda israfın haram olduğunu kabul ettiler...

Ne güzel...

Ne soylu...

DEMOKRASİ NASIL BİR ŞEYDİR?..


Kurdu, koyun sürüsünün başına getirmişler...

Sonra da sormuşlar:

“Kaç para maaş istersin?..”.

Kahkaha atmış kurt...

“Koca sürüyü verdiniz ya” demiş... “Bi de ayrıca maaş mı isteyeyim?..  Yok hayır, utanırım, alamam...”.



Canlarım...

Demokrasi...

Bilhassa az gelişmiş ülkelerde...

İşte böyle adil bir rejimdir...

Yani...

Koyun sürüsünü...

Kurda emanet edebilme hoşgörüsüdür...

SİZ OLSANIZ KISKANMAZ MISINIZ?..


Vatandaş, Enerji Bakanı’na...

Yapılan son zamdan sonra:

“Doğal gaz ve elektrik faturalarını nasıl ödeyeceğiz?” diye sormuş...



Dünyada hiçbir gelişmiş ülke bakanının akıl edemeyeceği bir cevap vermiş Sayın Bakan:

“Online olarak...”.



Siz Alman ya da bir başka ülke vatandaşı olsanız...

Böylesine zeki...

Böylesine hazır cevap bakanları olan bir ülkeyi:

Kıskanmaz mısınız?..

HABERİ OKUYUNCA AKLIMA GELDİ DE...


Hüsmen, kankası Ramiz’e borç vermiş...

Ramiz borcunu ödeyemeyince...

Hüsmen mahkemeye başvurmuş...

Yargıç, Ramiz’e sormuş:

“Arkadaşın sana borç vermiş ama ödememişsin...”.

Ramiz, Hüsmen’e çevirmiş bakışlarını...

Ben bu erifi tanımıyom be yaa” demiş... “İnsan tanımadıı birinden borç alır mı?..”

Yargıç bu defa Hüsmen’e dönmüş:

“Seni tanımıyormuş?..”.

Hüsmen, kırk yıllık arkadaşının kendisini tanımamasına çok öfkelenmiş...

Ramiz’e uzun uzun baktıktan sonra küçümser bir ses tonuyla cevap vermiş:

“Te be aakim bey... O beni tanımıyosa ben onu iç tanımıyom be ya...”.



Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu AB ülkelerini fırçalamış yine...

“Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak gören bu zihniyeti biz de artık yok sayıyoruz” demiş...



Haberi okuyunca...

Aklıma işte bu fıkra geldi...