Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Allah’la aldatan hırsızlar

Eve giren adam; evde tek başına yaşayan eşini ağlar halde görünce:

“Neden ağlıyorsun?” diye sordu...

Kadın, yaşlı gözlerini pencereye çevirdi:

“Kuşlar” dedi... Sağ eliyle gözyaşlarını silerken devam etti: “pencerenin önündeki ağaca konuyor, beni türbansız görebiliyorlar ve ben bu durumda Allah’a karşı günah işlemiş olabilirim; onun için ağlıyorum...”.



Adam, karısının Allah korkusu duyarlılığından çok etkilendi...

Karısını kucakladı...

Alnından öptü.

Dışarı çıktı...

Kazma, kürek aldı...

Karısını rahatsız eden kuşların konduğu ağacı:

Kökünden söktü...



Adam ertesi gün de yine her gün olduğu gibi işe gitti...

Gidiş dönüş saatleri belliydi...

O gün...

Çalıştığı yerde doğan bir arızadan dolayı eve erken geldi...

Kapıyı açtı...

Karısına sürpriz yapmak için sessizce içeri girdi...

Ve heyhaaaat!..

Hayatının sürpriziyle karşılaştı...



Kuşların, kendisini türbansız gördüğünde iffetine halel geleceğinden endişe eden eşi, aşığının koynunda:

Gününü gün ediyordu...



Adam gördüğü durum karşısında şaşkındı...

Eşi ve aşığına hissettirmeden...

İhtiyaç duyabileceği birkaç parça eşyayı aldı...

Evden çıktı...

Önüne çıkan ilk yoldan:

Bir daha geri dönmemek üzere yaşadığı şehri terk etti...



Uzun bir yolculuktan sonra...

Şehrin meydanında toplanmış bir kalabalık gördü...

Herkes şaşkındı...

Herkes birbirine bir şeyler söylüyor ama hiç kimsenin ne dediği anlaşılmıyordu...



Adam kalabalık arasında birine yaklaştı...

“Neden toplandınız?” diye sordu...

“Biz toplanmadık, Halife’nin askerleri bizi zorla topladı” diye cevap verdi o kişi...

Adam bu defa da:

“Neden?” diye sordu...

“Saray’daki hazine çalınmış ama fail bulunamamış... Halife, hırsız bulununcaya kadar herkesin sarayın önünde kalmasını emretmiş...”.



Adamın gözleri, kalabalıkta ayak parmakları üzerinde yürüyen birine ilişti...

“Kim bu adam?” diye sordu...

“Halife’nin Baş İmamı” dediler...

“Neden ayak parmakları üzerinde yürüyor?..”

“Allah korkusuyla ayağını yere tam olarak basmıyor...”.

“Basarsa ne olur?..”.

“Karıncaları ezebilir ve zavallı hayvanlardan birkaçını öldürüp günaha girebilirmiş...

O nedenle işte böyle yürüyor...”

Adam:

“Hırsızı buldum beni Halife’ye götürün” diye bağırdı...



Adamı Halife’ye götürdüler...

“Doğru isim vereceğini nereden bileceğim?” diye sordu Halife:

“Yalan söylersem boynumu vurun Sultanım” dedi Adam ve devam etti: “Hazineyi çalan hırsız, Baş İmamınız...”.



Askerler Baş İmamı sorguladılar...

Karınca ezebileceği...

Ve...

Allah tarafından cezalandırılacağı korkusuyla...

Ayak parmakları üzerinde yürüyen Baş İmam...

Hazineyi çaldığını itiraf etti...

Ancak...





Halife’nin kafasında bir soru kalmıştı...

Daha önce hiç görmediği bu şahıs...

Hırsızın, Baş İmam olduğunu nasıl bilmişti...

“Baş İmam’ın hazineyi çaldığını nereden bildin?” diye sordu?..

“Ey Halife” dedi adam... “Sevap kazanmak iddiasıyla davranışlarında Allah korkusunu abartanlar, abartılarını başka suçlarını örtmek için yaparlar...”.



Kıssadan hisse ola...

Cuma namazı çıkışı...

“Allah korkusuyla dürüst oldukları” algısını yaratanlara lütfen: Dikkat ediniz...

Edepsiz zavallı...


enveryan (@Enveryan) isimli hesaptan...

Şöyle bir tweet mesajı:

Paylaşıldı:



Her fırsatta Osmanlı’ya kin kusan CHP’li bir kısım yöneticilerin, Osmanlı ile ilgili bir kitap okuduklarını düşünmüyorum.

Cehalet, kin ile birleşince ortaya CHP çıkıyor.



Bu, adı gizli hesabın sahibi kim bilmiyorum...

Ancak...

Bildiğim...

Ve emin olduğum bir şey var...



Bu hesap ve...

Neresinden bağlı olduğunu tahmin ettiğim iktidar sahipleri de belli ki:

“NUTUK” isimli o büyük kitaptan...

Tek bir satır bile:

Okumamışlar...



Okusaydılar eğer...

Bu ülkenin kurtarıcısı...

Ve...

Bu tweet mesajını paylaşma edepsizliğini gösteren zavallının da:

Kıçındaki donu...

Yediği lokmayı...

Aldığı havayı bile borçlu olduğu...

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ten...

Nefret etmez...

Onu en az...

İnandığı peygamberi kadar: Çok sever...

Çok sayardı...

Günün yalancısı


AKP İstanbul Gençlik Kolları, İstanbul’da çarpışan iki metrobüs haberini şöyle verdi...

Ve...

Sosyal medyada paylaştı:

“Binlerce yaralı var, sayısı belli olmayacak kadar da ölü var...”.





Ölü hiç yok...

99 yaralı...

Onlar da ayakta tedavi görüyor...



Bu haberi veren “benim başörtülü bacım...”.

Yalan söylediği...

Dedikodu yaptığı...

İftira attığı için:

Günaha girdi...



Halkı paniğe sevk ettiği için ise: Suç işledi...



Peki...

“Benim başörtülü bacım”:

Yalan, dedikodu ve iftiranın günah olduğunu bilmeyebilir mi?..

Elbette bilir...

Peki neden bile bile günaha girer?..

Öbür dünyaya inanmadığı için...

Avrupalılar gelişirken Osmanlı’da neler oluyordu


Az sonra okuyacaklarınızı; Ayhan Sarıca’dan alıntıladım...



BUNLARI BİLMEK GEREK...

- 1600’lü yıllarda Osmanlı’da Hızır Peygamber’in sağ olup olmadığı tartışılıyordu...

- Avrupa’da Gueriche ilk jeneratörü;

- Thomas Savery de ilk buharlı makineyi yaptı...

- 1600’lü yıllarda Osmanlı’da Hazreti Peygamber’e saygı olsun diye “Sallallahu aleyhi vesellem” demenin gerekip gerekmediği tartışılıyordu...

- Avrupa’da Pascal, ilk hesap makinesini;

- Newton, yerçekimi yasasını buldu...

- 1700’lü yıllarda Osmanlı’da Hz. Peygamber’in anne ve babasının mümin kabul edilip edilmeyeceği tartışılıyordu...

- Avrupa’da Newton, “Optik” adlı kitabını yayımladı.

- Volta, ilk elektrik bataryasını yaptı...

- 1700’lü yıllarda Osmanlı’da firavunun imanla ölüp ölmediği tartışılıyordu...

- Avrupa’da J.Watt, uzun süreli çalışan buharlı makineyi yaptı;

- Montgolfier kardeşler ilk uçan balon yolculuğunu gerçekleştirdiler...

- Osmanlı bu yüzyıllarda Muhyiddin Arabî’nin Şeyh-i Ekber (Büyük Şeyh) kabul edilip edilmeyeceğini tartışırken;

- Avrupa’da Trevithick, ray üzerinde giden ilk treni (1804) yaptı...

- Bu yüzyıllarda Osmanlı kahve ve tütünün haram olup olmadığını tartışırken;

- Avrupalı stetoskobu (Kalp ve akciğer dinleme cihazı,1816) bulmuş;

- Ampère, elektrik akımını ölçen ampermetreyi yapmış,

- Faraday, elektromanyetik kuramları geliştirmişti...

- Bu yüzyıllarda Osmanlı ezanı güzel sesle okumanın gerekli olup olmadığını tartışırken;

- Avrupalı Londra’da ilk yer altı trenini (metro) (1863) yapmış,

- Plante, kurşunlu akümülatörü (1859),

- Graves Otis ise asansörü bulmuştu...

- Bu yüzyıllarda Osmanlı medresesi Yezit’e lanet etmenin gerekip gerekmediğini tartışırken;

- Batı’da Cooke ve Wheatstone ilk elektrikli telgrafı buldu...

- Kanuni’den sonra yozlaşmaya başlayan Osmanlı medresesi türbelerin ziyaret edilip edilmeyeceğini tartışırken;

- Batı’da Lavoisier (1781) kimyaya nicel yöntemleri yerleştiriyor, kütlenin korunumu yasasını buluyordu.

- Bu tarihlerde Osmanlı medresesi, kandillerde toplu olarak namaz kılınıp kılınamayacağını tartışırken;

- Batı’da Avogadro Birleşen Hacim Oranları Yasası’nı buluyor (1811) ve kimyada yeni bir çığır açıyordu...

- Yozlaşan ve gittikçe geriye giden medrese “Selamlaşırken eğilmeli mi?” gibi (!) çok önemli bir soruya yanıt ararken;

- Batı’da J.J. Thomson atomun yapısındaki elektronları keşfediyordu...



Günümüze gelince:

- Batı, 25 Aralık 2021 tarihinde James Webb Uzay Teleskobunu uzaya gönderdi. Bu teleskopla 13,5 milyar ışık yılı uzağı, yani evrenin ilk yıldızlarının oluştuğu zamanı görmeyi olanaklı kılacak.

- Türkiye Cumhuriyeti, şarkı sözünde Hz. Adem’e hakaret edildi mi? polemiği içerisinde...



Değişen bir şeyin olmadığı görülmekte...

Günün tahmini


AK Parti’nin kurucu milletvekillerinden Kemal Albayrak dedi ki:

“AK Parti’nin % 90’ı itirafçı olacak...

% 10’u da kaçacak...”



İtirafçıları hemen hemen biliyorum...

Ama...

Kaçacak olanları merak ediyorum...



Canlarım...

Kemal Bey bir ara...

Kaçacak olanların isimlerini saymış mıydı?

Unutmuş olabilirim de...

Dünün çığlığı...


Asena Ozkan

@asenaozkn

ARTIK BU ÜLKEDE YAŞAMAK İSTEMİYORUM

Beylikdüzü’nde ‘balkondan düştü’ denilerek hastaneye getirilen 2 yaşındaki çocuk yaşamını yitirdi: Acil Tıp Uzmanı Dr. Evren Arslan “Bunca yıldır doktorum ben böyle bir vahşet görmedi. Deliller bunun bir kerelik bir tecavüz olmadığını söylüyor.”.