Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Akşener’den Erdoğan’a mesaj: “Bahçeli’yi sırtından at, eksiğini tamamlarız...”.

Kılıçdaroğlu bir organize suç örgütü elebaşı tarafından ölümle tehdit edildi...

Müttefiki olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu kirli ve vahşi tehdit vesilesiyle bir açıklama yaptı...

Ve dedi ki:

“Kılıçdaroğlu’na tehdit geldi ama adresi, adalet reformu yapacağını ifade eden Adalet Bakanı ve ona sahip çıkan Erdoğan’dır...”.



Akşener’in bu cümlesini şöyle tercüme ettim:

“Sayın Erdoğan, samimi isen at şu Bahçeli’yi sırtından, biz senin eksiğini tamamlarız...”.



Peki...

MHP gider yerine İYİ Parti gelirse ne olur?..

Cevabı çok net:

Erdoğan’ın siyasi ömrü uzar...

Hele bir de parlamenter sisteme geçilirse...

Erdoğan en az beş sene daha başbakan olarak yönetir ülkeyi...



Peki...

Erdoğan başbakan olursa...

Yardımcılarından biri kim olur?..

Tabii ki Meral Akşener...



Bu benim görüşüm...

İtirazlara saygım var...

Ancak...



Tehdit edeni kınamayan...

Tehdidi de kınamayan...

Ancak...

Tehdidi bahane ederek Erdoğan’a sevgi dolu saygılarını sunan Akşener...

Başka ne demek istemiş olabilir ki?..



Bu konuda benden farklı düşünenler de görüş bildirseler de öğrensem...

YENİ SİYASET STRATEJİSİNİN İŞARET FİŞEKLERİ...


Önce Bülent Arınç stratejik bir çıkış yaptı...

Bu çıkışı şöyle anladım:

“MHP ile olmuyor, olamaz da...”.



Arınç’ın çıkışını takiben eski bir ülkücü mafya şefi, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nı “seni kazığa oturtacağım” diyerek ölümle tehdit etti...



Devlet Bahçeli’nin, ülküdaşı aracılığıyla ettirdiği bu tehdidi ise şu şekilde tercüme ettim:

“Bay Erdoğan, ittifakı bozmamı istemiyorsan Bülent Arınç’ı YİK’ten kov...”.



Ve...

Bu tehdit vesilesiyle açıklama yapan Akşener fırsatı kaçırır mı?..

O da hemen...

Yakın gelecekte başlayacak olan yeni siyaset stratejisinin ön adımlarından birini attı...

Ve...

“Kılıçdaroğlu’na tehdit geldi ama adresi, adalet reformu yapacağını ifade eden Adalet Bakanı ve ona sahip çıkan Erdoğan’dır...” dedi.



Şimdi...

Cevap arayan sorular şunlar:

MHP ile olmazsa kiminle olur?..

Çakıcı, Erdoğan’ı hedef almak için neden Kılıçdaroğlu’na ateş etsin?..

Vurulan hedef yerine başka nişangâhı işaret eden Akşener’in niyeti ne?..

ÇOK EĞLENCELİ OLACAK ÇOK...


Arınç, Çakıcı ve Akşener’in silahlarından çıkan işaret fişeklerinden benim ne anladığımı öğrenmek istersiniz sanırım...

O halde söyleyeyim...



Bence bu, üç mesaj fişeği...

Yeni siyaset stratejisinin işaret fişekleri...

Kağıtlar yeniden karılacak...

Yeniden dağıtılacak...



Hatta...

Masadaki yerler de değişecek...

Erdoğan, Akşener’in koltuk altına (Meral Hanım’dan bir önceki yani ona kağıt atan oyuncu olacak.) geçecek...

Bahçeli ise Erdoğan’ın koltuk altına yerleşecek...

Yani Erdoğan, Bahçeli’ye kağıt atacak…”



Bunu da açayım...

Kağıt oyunlarında koltuk altındaki oyuncu, kendisinden bir önceki oyuncu tarafından desteklenirse sürekli kazanır...

Ama...

Koltuk altı oyuncusu, bir önceki oyuncu tarafından desteklenmek yerine sıkı takip altında sürekli kösteklenirse; hep kaybeder...



Evet...

Siyaset oyunu yeniden başlıyor...

Bu defa kartları Akşener dağıtacak gibi...

Koltuk altında Erdoğan oturacak...

Bahçeli ise Erdoğan’ın koltuk altına geçecek...



Çok eğlenceli olacak çok...

KRİMİNAL TİPE DESTEK VEREN ZİHNİYET...


Yüce Parlamentomuz demokrasimizin Kabe’si mi?..

Kabe’si...



Başta ana muhalefet partisi olmak üzere...

Tüm muhalefet partileri...

Demokrasimizin garantisi mi?..

Garantisi...



Bir organize suç örgütü şefi...

Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nı ölümle tehdit etti mi?..

Etti...



Şimdi soru şu:

Bu suç makinesini kınamaktan bile korkan...

Üstüne üstlük bir de...

Bu kriminal tipe destek veren bir zihniyet...

Demokrat olabilir mi?..

Hukukun üstünlüğü ilkesini isterken samimi olabilir mi?..

Yargının bağımsız olmasına izin ve imkan verir mi?..



Benim cevabımı bildiğinizi zannediyorum...

Ama...

Yine de tekrar edeyim:

İmkansız...

ŞEFFAF OLMASI İMKANSIZ GİBİ...


Erdoğan, “şeffaf olacağım” deyince gelişmiş ülkeleri yönetenlerin buna inanacaklarını mı sanıyor?..

Ham hayal...



Evet...

Kabul...

Bizim kamuoyumuzun büyük çoğunluğu buna inanabilir...

Ama...



Küresel piyasalar ve siyaset inanmaz...

Çünkü...

Bu aşamadan sonra Erdoğan’ın şeffaf olması adeta imkansız gibidir...

TEMENNİ EDERİM DEĞİŞİR...


Canlarım benim...

Tarih gösteriyor ki:

Şeffaflığın...

Demokrasinin...

Hukukun üstünlüğü ilkesinin...

Ve...

Bağımsız yargının hakim olduğu bir ülke...

Otoriter, baskıcı...

Ve...

Seçim sandıklarından aldığı gücü...

Bencil hesapları için kullanan siyasetçilerin...

Korkulu rüyasıdır...



Bu nedenle...

Hiçbir otoriter ve despot muktedir...

Şeffaflığı...

Evrensel hukuk kurallarına uymayı...

Yargı bağımsızlığını...

Ve...

Batı ölçeğinde bir demokrasiyi kabullenemez...



Bundan sonra bu tarihi gerçek değişir mi?..

Pek ümidim yok...

Ama...

Temenni ederim değişir...

ÖYLE BİRİYLE KAVGA ET Kİ...


Erdoğan, değişimini gerçekleştirmek için Batı’dan imkan ve fırsat istiyor...

Ve...

O amaçla bakın neler diyor...

Az sonra okuyacağınız mesaj Biden’a:

“Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusundayız...”.



Bu da Merkel ve Macron’a:

“Geleceğimizi AB ile birlikte kurmak istiyoruz...”.



Sadi-i Şirazi’nin şu sözünü daha önceki yazılarımdan birinde sizinle paylaşmış mıydım?..

Paylaştıysam tekrar...

Paylaşmadıysam tam zamanı:

“Kavga edeceksen öyle biriyle et ki, gelecekte ona ihtiyacın olmasın...”



Yaaaa...

Eskiler işi biliyorlarmış...

Ama...

Sultanlar daha güçlü oldukları için yanlış yapmaktan korkmuyorlarmış...