Korkusuz

Akşener, Erdoğan’ı masaya çağırdı...

Akşener, Erdoğan’ı masaya çağırdı...
“Ev”inden ayrılmak için pılısını pırtısını toplamaya başlayan CHP’li Muharrem İnce siyaset gündeminin ikinci sırasına düştü. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Eve dön” çağrısı ve  İYİ Parti lideri Meral Akşener’in verdiği yanıt, geldi gündemin birinci sırasına oturuverdi.. Akşener’in Nevşehir’de esnafın dertlerini dinlerken Bahçeli’ye verdiği cevap öyle yenilir yutulur cinsten değil. Oldukça okkalı!.. Akşener’in açıklamasındaki en kritik ve siyasette yeni tartışmalara, belki de gelişmelere sebep olacak cümlesi şu:

Sayın Erdoğan lütfen ortağınızı üzerimize sardırmaktan alın, yeterli ilgiyi gösterin lütfen. Bizim derdimiz millettir.”

Bu cümleden, Akşener’in kapıları tamamen kapattığı, “Yürüyün gidin. İşinize gücünüze bakın” manası mı çıkıyor?.. Kesinlikle hayır!.. Akşener, yeri geldiğinde siyaseti oldukça sert yapmaktan çekinmeyen bir lider. Gözü karadır. Eyvallah’ı da hiç yoktur. Ama o kadife yumruklu görüntüsünün altında devamlı açık olan diyalog kapısı vardır. Akşener, siyasette iletişim ve diyalog kapılarını hiçbir zaman sonuna kadar kapalı tutmaz. Yine lafı çok uzatmadan kestirmeden gidelim. Akşener’in o kritik gördüğümüz cümlesinden ne mana çıkardığımızı söyleyelim:

Meral Akşener, Erdoğan’a “masada artık sen ve ben varız. Yancıların bir kıymeti yok. Muhatabım dengim sensin adamlarını yollama sen gel “dedi. Bunu, bir manada Akşener’in Erdoğan’a yaptığı düello çağrısı olarak da değerlendirebiliriz. Ancak şu nokta özenle dikkatlerden kaçmamalı:

İYİ Parti lideri Meral Akşener, pandemi sürecinin ta başından beri çok dikkatli ve ince bir politik çizgi izliyor. İktidarın, vatandaşın canını yakan ekonomi politikalarını sert bir şekilde eleştirirken milli meselelerde beka konularında muhalefet kompleksine girmiyor. Yapıcı öneriler getirmekten geri durmuyor. Hatırlayın!..  Meral Akşener, pandemi sürecinin en başında “Pandemi sonrasında yepyeni bir dünya düzeni ile karşı karşıya kalacağız “demiş ve tüm liderlerin bir araya geleceği  “Memleket Masası” kurulmasını önermişti. Yine hatırlayın!.. Akşener’in bu önerisine o zaman en şiddetli tepki bugün kendisine “Eve dön” çağrısı yapan Devlet Bahçeli’den gelmişti. O yüzden, Akşener’in Erdoğan’a gönderdiği “Aracıları aradan çıkar. Bir şey söyleyeceksen benim yüzüme bizzat sen söyle” mesajını iyi okumak gerek. Ayrıca, Akşener’in  sürekli ısrarla vurguladığı güçlendirilmiş parlamenter sisteminden taviz vermeyeceğini de akıllarda tutmak lazım. İYİ Parti’nin siyasette bu son gelişmeyi çok ciddiye aldığı da şuradan belli. Teşkilat Başkanı, Ankara Milletvekili  Koray Aydın, 81 il başkanlığına şöyle bir genelge gönderdi:

“MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli’nin son beyanı çeşitli spekülasyonlara son derece açıktır. Bu sebeple, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener veya Genel Merkezimiz tarafından aydınlatıcı bir bilgilendirme yapılmadan konu ile ilgili münferit ve bağlayıcı açıklamalardan azami ölçüde uzak durmak büyük önem arz etmektedir. Durumun ehemmiyetine dikkatinizi çeker, bu duyurunun ilinizdeki bütün teşkilatlarımıza ivedi olarak iletilmesini önemle rica eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.”

Ee, bundan sonra neler olabilir?..

Aha işte burada, önceki gün gündeme düşen bir bombaya da itina ile bakalım. MHP’den ihraç edilen Ordu milletvekili Cemal Enginyurt, iktidar yandaşı gazeteci ile yaptığı televizyon programında siyaset tarihimize ibret vesikası olarak geçecek itiraflarda bulundu. Enginyurt, MHP’nin 19 Haziran 2016 kurultayı ile ilgili olarak, “Kazandıkları kongreyi ben iptal ettirdim” dedi. Enginyurt’un olay yaratan açıklaması şöyle:

“Sayın Akşener’le ilgili FETÖ’cü denildi, bölücü denildi, yıkıcı denildi, siyasi ayağı araştırılsın, Yurtta Sulh Konseyi diyenler sorgulansın denildi, her şey söylendi sayın Akşener için... Hayatının 41 yılını bu davaya vermiş Cemal Enginyurt’u Tarım Bakanı’nı eleştirdi diye, fındığa sahip çıktı diye attınız evden, Meral Akşener’i eve davet ettiniz! Olmuyor. Ben olsam etmezdim ama sayın genel başkanın takdiri. Ben yorumu ülkücülere, Türk milliyetçilerine bırakıyorum.

Meral Akşener 19 Haziran’da kongreyi 715 imzayla kazandığında ben mahkemeye verdim Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve ben iptal ettirdim kazandıkları kongreyi. Ben iptal ettirdim; kazanmıştı. Kazandıkları kongreyi iptal ettirdik.

Karanlıkta kalan bir dönem böylece aydınlanmış oldu!.. Fazla yoruma da gerek kalmadı...

Esas, Cemal Enginyurt neden o programa çıkarılıp bu itiraflara nasıl müsaade edildiğine bakmak lazım:

Erdoğan, uzun süredir partisinden gelen seslere kulak vermeye başladı, Devlet Bahçeli ve MHP’yi sırtından mı atmak istiyor?..

Yoksa...

Tek başına MHP ile olmayacağını görüp, İYİ Parti’yi de yanına mı almak istiyor?.

Yoksa...

Geçekten yeni geçilen rejimin ucubeliğini idrak etti, siyasette anahtar konumunu yükselen İYİ Parti ile çıkış yolu mu arıyor?..

★★★

Sıcak bir gelişme daha...

Siyasi kulislerde DSP’nin de başına geçebileceği konuşulan Muharrem İnce’ye DSP kapılarını kapattı. “Koparsa sadece Muharrem İnce mi kopar?” başlıklı yazımda DSP ile ilgili iddialar üzerine Genel Başkan Yardımcısı Onur İste aradı. Şunları söyledi:

“DSP Tüzüğü’ne göre, genel başkan ve merkez yönetimleri kurultaylarda seçilir. 15 Aralık 2019’da yapılan son DSP Kurultayı’nda iki genel başkan adayı yarışmış ve Sn. Önder Aksakal Genel Başkan olarak seçilmiştir. Meşru kurultayını yapmış olan DSP’ nin genel başkan ya da başka parti yöneticisi ithal etmek yönünde bir arayışı yoktur. Hal böyleyken, parti üyesi dahi olmayan üçüncü kişilerden ‘Acaba DSP’ nin başına mı geçecek?’ şeklinde bahsedilmesi DSP’ nin delegelerinin iradesine saygısızlıktır. Elbette her Türk vatandaşı parti kurabilir. Siyasi partiler demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olup, siyasi parti kurma iddiasında olan tüm politikacılara başarılar dilemek bizim siyasi nezaketimizin gereğidir.”

Anlaşıldı galiba!..

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.