Korkusuz

AKP’yi bu şımarıklık ve kibir bitirecek!

AKP’yi bu şımarıklık ve kibir bitirecek!
İstanbul’un Beykoz İlçesi’ne bağlı Tokatköy Mahallesi sakinleri, AKP’li Beykoz Belediyesi ile Emlak Konut’un birlikte gerçekleştirmek istediği ‘Kentsel Dönüşüm’ projesine karşı çıkıyor ve güçleri yettiğince direniyor. Tokatköy halkı bir yandan ise Başkan Murat Aydın’a seslerini duyurmaya ve yıkımı durdurmaya çalışıyor. Mahalleliler, Kentsel Dönüşüm Projesi’nin rızaları alınmadan yapıldığını ve hak kaybına uğradıklarını söylüyor. Dolayısıyla evlerini boşaltmak istemiyor. Belediye ise dünden itibaren mahallenin elektriği ve suyunu kesmeye başladı. Tıpkı AKP’li Beyoğlu Belediyesi’nin Fetihtepe Mahallesi’nde yaptığı gibi...



BAŞKANIN ÜSLUBUNA BAKIN

Evlerini terk etmek istemeyen ve bu yüzden AKP’li Beykoz Belediyesi’nin önüne komşularıyla giden bir kadın “Başkan bizimle niye görüşmüyor? Randevu istiyoruz ‘Ben onların ağız kokusunu çekemem’ diye haber yolluyor’’ şeklinde dert yanıyordu.

Aynı kadın, “15 Temmuz gecesi sizi sallandırmasınlar diye evde çocuğumu bıraktım ve gelip burada nöbet tuttum. Haram zıkkım olsun’’ diyerek tepki de gösteriyordu.

ZENGİNLER İÇİN...

Bir başka vatandaş ise Tokatköy’de kendisine yönelen kameraya “Başkan bizi insan yerine koymuyor, görüşmüyor. Çünkü buraları zenginlere satacaklar” diyordu.

Tokatköy Mahallesi halkının isyanı, aklıma İngiliz düşünür Lord Acton’ın o meşhur sözünü getirdi: “İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır.”

AKP’nin Beykoz’daki temsilcilerinden biri olan Başkan Murat Aydın’ın halka karşı tavrı tam da bu siyasi yozlaşmayı gösteriyor.

Bir başkan düşünün ki; kendisine oy veren halkla görüşmeye bile tenezzül etmiyor!

Tenezzül etmediği gibi, “Onların ağız kokusunu çekemem’’ diyor.

Şu kibre, şu şımarıklığa bakın!



HALKI HİÇ ÖNEMSEMİYORLAR...

“Ağız kokusunu çekemem’’ dediği insanlar, Murat Aydın Zeytinburnu Belediye Başkanlığı’ndan Beykoz Belediye Başkan adaylığına ‘transfer’ edilmiş olmasına rağmen, kendisine 5242 oy vererek, yüzde 53’le seçilmesini sağladılar.

Şimdi aynı Murat Aydın, yüzde 53 oy aldığı Tokatköy Mahallesi halkı ile görüşmüyor ve halkın deyimiyle kendilerini insan yerine bile koymuyor.”

Bir parti 20 yıl boyunca iktidarda kalır ve Ne yaparsak yapalım, halk nasıl olsa oy veriyor’’ rahatlığına kavuşursa, ortaya işte bu tablo çıkıyor.

SEÇMEN DERS ÇIKARMALI!

AKP sadece Türkiye’yi değil, Beykoz’u da 20 yıldır aralıksız yönetiyor. Son dört seçimdir belediye başkanlığını kazanan AKP’nin Tokatköy’deki son tutumu iktidar çevrelerindeki kibrin ve şımarıklığın hangi boyuta geldiğini gösteriyor.

Seçmen, bu şımarıklık ve kibre ilk seçimde gereken dersi vermeli ve kendisiyle böyle konuşulamayacağını göstermelidir.

Ben halkımızın yapılacak olan ilk genel ve yerel seçimde bu kibirli dile esaslı bir ders vereceğine inanıyorum. Halkımız, Kentsel Dönüşüm yapılacak’’ diye, evinin elektriğini ve suyunu keserek onları zorunlu göçe tabi tutanları sandıkta affetmeyecektir.

Affettiği ve kendisine yapılanları unuttuğu takdirde ise şikayet etme hakkı kalmayacaktır...

Doktor ve ilaç bulmak zorlaşıyor


Önceki gün TV 100’de katıldığım bir programda ‘doktor ve ilaç bulma’ sıkıntısından bahsettim. Program esnası ve sonrasında konuya ilişkin yüzlerce mesaj aldım. Hem telefonum hem de e-posta kutum soruna ilişkin şikayetlerle doldu.

SOMUT ÖRNEKLER

Örneğin Antakya’dan yazan bir izleyicimiz, yaşadığı sıkıntıyı anlatırken, AKP’li Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya sesleniyor ve şöyle diyordu:

“Geçen hafta küçük oğlumu yüksek ateşten dolayı saat 04.00 gibi Antakya Devlet Hastanesi’ne götürdüm. Oğluma mide bulantısı için Metpamid yapıldı. Sonra da şurup ile ateşinin düşürülmesine çalıştılar. Ben doktora ‘Hocam neden iğne yapmadınız?’ diye sordum. Doktorun cevabı vahameti gösteriyordu. Doktor, ‘Abicim, yaklaşık bir aydır ağrı kesici iğne ve ateş düşürücü iğne yok’ dedi. Bir hastanede, ateş düşürücü iğne olmaz mı?”

Bu bana gelen mesajlardan yalnızca birisi...

Yeterli doktor olmadığı için hastaneden randevu alamayanlar, üç – dört ay sonrasına randevu verilenler, ilacını tedarik edemeyenler...

İnanın, bu mesajları okurken içim karardı...



İLAÇ YOK!

“Eşim FMF hastası ve Colchicine Lirca adlı ilacı üç aydır bulamıyorum’’ diye yazan bir vatandaş, mesajını şöyle tamamlıyordu: “İlacı bulamadığımız için ateşli ağrıları daha da sıklaştı.”

Bu sorunların temelinde AKP’nin eczacılara verdiği “ilaç kuru’’nun yetersizliği yatıyor.

ÇÖZÜM NE OLMALI?

Programa mesaj yollayan İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, hem sorunun kaynağını gösteriyor hem de çözüm öneriyor. Sayılkan mesajında şunu yazıyor: “İlaç fiyatlarını belirleyen Euro kuru, şubat ayında bir yıllığına 6.29 olarak sabitlendi. İşte bu yüzden ilaca ulaşılamıyor. İlaçların yarısından fazlasının ithal olduğunu göz önüne aldığımızda ilaca ulaşım sorunu her gün büyüyor.”

Bu bağlamda, sorunun çözümü Euro kurunu güncel gelişmelere göre yenilemek ve ilaçların teminini sağlamayı kolaylaştırmaktan geçiyor.

AKP iktidarı, cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin maaşını güncellemekten çekinmezken, halkın ilaç sorununa çözüm olacak ilaç kuru politikalarını da “güncellemeli’’dir.