Korkusuz

AKP yine hayal satıyor...

AKP yine hayal satıyor...
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ErdoğanNATO’ya alınmak istenen İsveç ve Finlandiya için hepimizin gözlerinin önünde “Zahmet edip gelmesinler... NATO üyeliklerine ‘Evet’ demeyiz’’ ifadesini kullanmadı mı?

Kullandı...

Peki ne oldu?

NATO Zirvesi için Madrid’e giden Erdoğan, Türkiye’de söylediğinin tam tersini yaptı. ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine ilişkin hazırlanan mutabakat metnine imza attı. Bunun anlamı, terör örgütü FETÖPKK ve YPG’ye destek vermekle suçlanan her iki ülkenin de Türkiye’nin rızasıyla NATO üyesi olacağıdır.



MUHALEFET UYARDI AMA...

Oysa ki; AKP ve medyası, her iki ülkenin Türkiye’nin tavrına rağmen NATO’ya giremeyeceğini söylüyor ve muhalefetin usule ilişkin eleştirileri ile alay ediyordu. Muhalefeti “Türkiye karşıtı’’ olmakla suçlayan AKP’ciler, “Göreceksiniz, iki ülke de NATO’ya giremeyecek’’ diyordu.

Ne dedilerse tersi oldu!

İsveç ve Finlandiya, ABD ve AB’nin isteği üzerine NATO’ya ilk adımı attı. Üstelik AKP’ye hiçbir taviz vermeden...

Devam edelim...

AKP gerçeği ters yüz ediyor!


AKP ve medyası, bu basit ve yalın gerçeğe rağmen, ortada sanki bir ‘zafer’ varmış edasıyla propaganda yapıyor. Propaganda malzemeleri de ilginç: Yabancı bir derginin AKP’ye gaz vermek için attığı “Erdoğan evine zaferle dönüyor’’ başlığı...

Çünkü; ellerinde başka hiçbir malzeme yok!

‘’Zafer kazandık, istediğimizi aldık’’ diyemeyen AKP ve medyası, bir derginin twitter hesabındaki yorumdan medet umuyor.

Zira onlar da biliyor ki; ortada ne bir diplomasi zaferi var ne de bir kazanım...



YALDIZLARI DÖKÜLDÜ BİLE...

Türk halkına ‘Büyük Zafer’ diye pazarladıkları mutabakat metninin henüz mürekkebi bile kurumadan aslında değişen hiçbir şeyin olmadığı Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinisto’nun açıklamasıyla ortaya çıktı. Niinisto, “Biz Türkiye’nin istediği gibi YPG’ye terör örgütü demedik’’ ifadesini kullandı.

İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ise “Erdoğan’a boyun eğmedik’’ diyerek, bildiklerini okuyacaklarını ve tavırlarını değiştirmeyeceklerini açıkladı.

Bu açıklamalar yapılırken, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise “Katılım Protokolü imza kararı alındı’’ diyor, iki ülkenin NATO’ya girmesinin artık an meselesi olduğunun altını çiziyordu.

HUKUKİ BAĞLAYICILIĞI YOK

Kısacası; NATO’nun İsveç, Türkiye ve Finlandiya’ya imza attırdığı mutabakat metni Türkiye açısından içi boş bir belge olmaktan öteye geçmiyor. Metinde, İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerine yapacağı yardım karşısında nasıl bir yaptırım uygulanacağı da Türkiye’nin istediği terör örgütü üyelerinin iade edilmemesi karşısında nasıl bir tavır takınılacağı da belli değil. Çünkü; o metin hukuki bir belge değil ve hiçbir yaptırımı yok... Üstelik o metinlerde, YPG ve FETÖ’den terör örgütü olarak da bahsedilmiyor...

AKP ve medyası ise hala hayal satmaya ve seçmeni kandırmaya çalışıyor. Oysa; kimseyi kandırabilmeleri mümkün değil! Çünkü; Bülent Arınç’ın deyimiyle; KRAL ÇIPLAK!

Meselenin diğer boyutu: Rusya’yla ilişkiler...


AKP ve MHP iktidarı, ABD ve AB’nin isteği üzerine yüksek perdeden atıp tuttukları tüm sözleri unuttu ve NATO’nun genişlemesine onay verdiler. AKP’nin sıkı bir Amerikancı parti olduğu ve ABD’nin çizgisinden hiçbir zaman uzaklaşmadığı somut bir gerçektir. Keza; MHP de aynı çizgidedir... Bu yüzden, ABD’nin isteklerini yerine getirmelerinde şaşılacak bir şey yok...



RUSYA CEPHESİ...

Bizi ilgilendiren asıl mesele, İsveç ve Finlandiya’nın Rusya karşıtı cepheyi güçlendirmek adına NATO’ya alınması ve bunun Türkiye’yi nasıl etkileyeceğidir...

Bilindiği üzere; AKP ve MHP iktidarı, uzun bir süredir ‘denge politikası’ uygulayarak hem ABD hem de Rusya ile ilişki yürütüyordu. Finlandiya ve İsveç’in ABD’nin isteği üzerine NATO’ya alınmış olması, Türkiye ile Rusya’nın ilişkilerini de ister istemez etkileyecektir.  Bunun ilk yansımaları kuşkusuz ki; Suriye’de görülecektir.  Rusya, Türkiye’nin NATO’daki tavrının ardından, Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirmek isteyeceği operasyona karşı ‘sert bir tutum’ alabilir.

Umarım; Türkiye bu süreci sıkıntıya girmeden atlatmayı başarır...

2010’larda başlayan maceracı dış politikanın artık ‘denge siyaseti’ ile yürümeyeceği de böylece görülmüş oluyor...


Haftanın kitabı: Niçin Atatürk?


Söz AKP’nin maceracı dış politikasından açılmışken, Türkiye’yi hep ateş çemberinin dışında tutmayı başarmış olan büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yeniden okumak ve anlamak gerekiyor...

Üstad Hanri Benazus “Niçin Atatürk’’ adlı kitabında “Atatürk’ü anlamak, dünü bilmek, bugünü yaşayabilmek, yarını görebilmektir’’ diyor.

SÖZCÜ Kitabevi’nden çıkan bu kitabı okuyun, okutun ve büyük lideri bıkmadan usanmadan herkese anlatın...