Korkusuz

Adını sen koy

Adını sen koy
SON zamanların popüler söylemi...

Metal yorgunluğu...

Beşiktaş’ın, Alanyaspor maçındaki dibe vurmasının sahaya yansımış şekli...

Hocasından, futbolcuların yüzde seksenine sirayet etmiş yorgunluk...

Şampiyonluğun en güçlü adayısın...

Arkanda seni bir saniye bile susmadan destekleyen 40 bin taraftar...

Rakip, küme düşmemek için mücadele eden, ligin en fazla gol yiyen ikinci takımı...

Uzatmalarla birlikte 100 dakikalık zaman diliminde girilen bir gol pozisyonu...

Talisca’nın attığı golün de gol pozisyonu olmadığını göz önünde bulundurursak boşa giden bir maç süresi...

Maç boyunca topu ayağına aldığı on pozisyonun sekizinde yere düşen ve bazı yorumcular tarafından maçın iyilerinden gösterilen Babel...

Pozisyon yaratmayan iki şık pasın dışında varlığı ile yokluğu anlaşılamayan Oğuzhan...

Topla kavga eden, hücuma çıkarken kaptırdığı toplarla takımını yakmayı alışkanlık haline getiren Tolgay...

Çoğu zaman beyninin ayaklarına hükmü geçersiz olan Gökhan...

Neredeyse hazırlık maçları dahil her maçta oynaması kanun olan ve “Yeter artık” diyen Atiba...

Sağ kanatta adam yokken bile kerhen forma verilen Lens...

Brezilya’nın havasını Alanya’da da yaşayan ve Beşiktaş’a geldiğinin farkında olmayan Vagner Love...

Beşiktaş’ın son maçlardaki olumsuz tablosuna etki edenler...

Gençlerbirliği, Başakşehir ve Alanyaspor maçlarında atılan yalnızca iki gol, şampiyonluğa oynayan bir takımın “Ben şampiyon olmayacağım” demesi anlamını taşıyor...

Futbolun kart görme anlamında en rizikosuz bölgesi olan orta alandaki dört futbolcunun aynı maçta kart görmesi, ister istemez “Ne oluyor” takıma dedirtiyor...

Bir söz de ‘tek tuttuğum’ Şenol Güneş’e...

Negredo’un oyundan çıkmasından sonra elinde Love, Mustafa ve Larin gibi santrfor orijinli üç isim varken 25 dakika santrforsuz oynamanın izahı nedir hocam?..

Aslında bu metal yorgunluğu değil...

Adale yorgunluğu...

Beyin yorgunluğu...

Kısaca adını sen koy!...