Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Adalet gecikebilir tabii ama... Önünde sonunda mutlaka gelir...

17/25 bazı siyasi yetkililerin suçüstü yakalandıkları zaman dilimleriydi...

SÖZCÜ gazetesi genel yayın yönetimi ve bilhassa iki yazarı (Emin Çölaşan ve Necati Doğru) suçüstü yakalanan siyasi yetkililerin muktedir tarafından (Öncelikle kendilerini de kurtarmak için) korunacağını gördüler...

Israrla, 17/25 yolsuzluk eylemlerinin somut delillerini paylaştılar okurlarıyla...

Şüpheliler şikâyetçi olamadılar...

Zira yargılama yapılırsa bütün suçüstü kanıtları kamuoyunun gözleri önünde tartışılacaktı...



Aptalca bir darbe girişimi, 17/25 şüphelilerine intikam fırsatı yarattı...

Metin Yılmaz, Emin Çölaşan ve Necati Doğru’nun; 17/25 suçüstü olaylarını açığa çıkaran haber ve köşe yazıları hatırlandı(!)...



Yargıda, vicdan yerine cüzdan tercih edildi...

Metin Yılmaz, Emin Çölaşan ve Necati Doğru, üfürükten ve üretilmiş bir sözde “suç” ile yargılandılar...

Mahkûm edildiler...



Yani canlarım...

“Bu ülke daha fazla bu modelle yönetilemez, mutlaka bu düzen değişmeli ve değişecek” derken tek güvencem şu:

“Adalet gecikebilir tabii ama... Önünde sonunda mutlaka gelir...”.



Unutmayınız canlarım...

Diktatörlük bile olsa (Ki Türkiye demokratik hukuk devletidir) hiçbir ülke, tek kişinin emriyle hüküm veren bir yargıyla çok uzun süre yönetilemez...

Ve...

Türkiye’de (Her şeye rağmen) yargı bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğü ilkesine mutlak inanan yargıçlar olduğunu da sakın unutmayın...

ŞİMDİLİK ŞARJÖR GÖSTERİYORLAR...


Davutoğlu ve Babacan son günlerde 17/25 suçüstü olaylarıyla ilgili açıklamalar yapıyor...

İki lider de 17/25’in yargı operasyonu değil, “suçları açığa çıkarıp devleti kirden temizleme harekâtı” olduğunu (Şimdilik) ima ediyorlar...

Bu demektir ki...

(Şimdilik) Sadece silâhlarını ve şarjörün dolu olduğunu gösteriyorlar...

Ateş etmeye niyetleri yok...



Muktedirin yandaşları ise onların yapacakları açıklamaları engellemek için sık sık:

Devlet terbiyesine uymadıklarını hatırlatıyor:



Zamanı geldiğinde iki liderin şöyle söyleyecekleri kanısındayım:

“Bizim devlet terbiyemiz devletin soyulmasına göz yummamak, hırsızları, yetim hakkı yiyenleri, milletin rızkını çalanları adalete teslim etmek ve adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamaktır...”.



Lütfen not eder misiniz?..

Günü geldiğinde söylenecek söz “mealen” aynen böyle olacak...

TARİHTE ÜÇ BÜYÜK VE ÜNLÜ YALAN...


Osmanlı dönemi:

“1. Dünya Savaşında biz (Osmanlı) yenilmedik ama müttefikimiz Almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık...”.



Demokrasi dönemi:

“Hiçbir şey olmasa da mutlaka bir şeyler oldu...”.

“17/25 iktidarı devirmek amacıyla kurgulanmış bir yargı operasyonudur ve bütün deliller montajdır...”.

VE ADALET NEFRETE BÜRÜNDÜ...


2019 İBB seçimlerinin kazanılmasında Kaftancıoğlu’nun payı inkâr edilebilir mi?..

Peki bir siyasi partinin il başkanı “seçim başarısı kazandığı için” yargılanabilir mi?..



Yargı bağımsızlığı olmayan bir ülkede eğer tek adam istese...

Emir kulu ve bencil hesapçı kimi yargıçlar ve savcılar, eylemi değil de kişiyi yargılamaktan çekinmezler...



Benim kanaatim o ki...

Kaftancıoğlu davalarında tivitler yargılansaydı, hiçbir suç unsuru olmadığı için beraat kararı çıkacaktı...



Ancak...

Kaftancıoğlu’nun seçim zaferi; iktidar partisi ve partinin disiplin kurulu gibi çalışan yargıç ile savcıları tarafından, “suç” olarak tanımlanınca...

Yargılama “tecziye” ile sonuçlandı...

YAŞASIN ADALET...


Güney Kore eski Cumhurbaşkanı Park Geun-hye, yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yargılandığı davada 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.



Demokratik hukuk devleti doğru çalışırsa...

Yargı, kişiyi değil de eylemi yargılarsa...

Sonuç böyle çıkıyor...



Yaşasın demokrasi...

Yaşasın hukukun üstünlüğü ilkesi...

Ve...

Yaşasın adalet...

BAŞINIZA İŞ GELEBİLİR...


1989 – 1994 yılları arasında İstanbul’u yöneten Başkan Nurettin Sözen, İSKİ suçlularını savcılığa şikâyet etti...

Bu şikâyet; Devlet terbiyesinin gereğiydi...



17/25 sürecinde kimi siyasi yetkililer suçüstü yakalandı...

Suçlar örtbas edildi...

Suçlular genel kurulda hiç yargılama yapılmadan, parmak kaldırılarak aklandı...



Nurettin Sözen’in gösterdiği hassasiyetin Devlet Terbiyesi olduğu kesin...

Peki, 17/25’te olanlar neyin göstergesi?...



Cevap verin ama içinizden...

Aksi halde başınıza iş gelebilir...