40 milyar TL’lik borcu kim ödeyecek?
KÖYÜNE GİDEMİYOR
Önceki gün vapurda yanıma gelen bir işçi, “Barış Bey, bayramda memleketin Tokat’a gitmek istiyordum. Bilet fiyatlarına bir baktım, en ucuz bilet 550 TL... O da bugün; yarın kim bilir kaç para olacak” dedi.
İşçi kardeşimiz, eşi ve çocuğuyla Tokat’a gidip gelmesinin kendisine en az 6 bin TL’ye mal olacağını belirttikten sonra “Ben zaten 6 bin TL maaş alıyorum. Bu yıl anamı babamı ancak görüntülü arama ile görebilirim” diye konuştu.
ORTAK DERT
Vapurda yanıma gelen başka bir kişi ise “Trabzon’a fındık toplamak için gidecektik. Araçla gitsek 2000 TL yakıyor. Otobüsle gitsek kişi başı 600 TL... THY bileti 725 TL... Nasıl gidip geleceğiz bilmiyoruz’’ dedi.
Peki vatandaşın çektiği bu çile AKP’nin umurunda mı?
Sorunun cevabı alttaki yazıda...
AKP gerçeklerden çoktan koptu...
Önce üstteki yazıda sorduğumuz sorunun cevabını verelim: Vatandaşın çektiği çile, AKP’nin umurunda bile değil... Zaten bu çileyi anlamıyor, hissetmiyor ve önemsemiyorlar...
Vatandaşın çektiği çile umurlarında olsa, böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın maaşına yüzde 40 oranında zam istemek akıllarının ucundan bile geçmezdi.
AKP GERÇEKLERDEN KAÇIYOR AMA...
İşçi, köylü, emekçi zam yağmuru altında inim inim inlerken, AKP başka bir dünyada yaşıyor ve hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Ancak hayatın dayattığı gerçek, onları da önlem almaya zorluyor. Her ne kadar “Ekonomik kriz yok, geçici sorunlar var’’ deseler de TBMM’ye getirdikleri yeni bütçe onları yalanlıyor. Ek bütçeye yerleştirdikleri ödeme kalemleri, 2021 yılının son aylarında kendi hazırladıkları bütçenin bile enflasyon altında eriyip yok olduğunu gösteriyor.
YENİ BORÇ DALGASI
Tabii aynı bütçe, bir gerçeği daha işaret ediyor: 40 milyar TL daha borçlandığımızı...
Ek bütçeye konulan yeni ödeme kalemine göre, AKP’nin icat ettiği “Kur Korumalı Mevduat’’ adlı akıl dışı uygulama yüzünden, hazineye 40 milyar TL’lik bir yük daha geliyor.
Kısacası; parası olmayan işçi – köylü, emekliler, bankada parası olanların “faiz farkı’’nı ödemek için biraz daha çalışacak. Bunun anlamı, 2500 TL maaş alan 1 milyon 334 bin emeklinin birer aylığını AKP’nin KKM’si için hazineye verecek olmasıdır.
YOKSULLARA YENİ YÜK
Bayram öncesi torununa hediye bile alamayan milyonlarca emeklinin birer maaşını mevduat sahiplerinin kur farkı için ödetmek bu iktidara yakışıyor!
Çünkü bu iktidar, yoksulun değil, zenginlerin dostu olduğunu kimi zaman Nureddin Nebati kimi zaman ise Numan Kurtulmuş aracılığıyla itiraf ediyor.
‘‘Bu kez Meclise girmeyelim’’ önerisi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü konuşmasının önemli bir bölümünü AKP ve MHP’nin hazırladığı “toplumu susturma yasası’’na ayırdı. “Dezenformasyon Yasası’’ olarak sunulan yeni teklif, gazetecilik yapmayı da sosyal medyada herhangi bir konuya dair fikir belirtmeyi de imkansız hale getirecek. Çünkü; yazacağınız her cümle, soruşturma kapsamına alınabilinecek.
Buna ilişkin ayrıntıları dün yazdığım için yeniden tekrarlamıyorum.
Hatırlayacağınız üzere dünkü yazımda CHP’den İYİ Parti’ye, Memleket’ten Demokrat’a, TİP’ten HDP’ye, Deva’dan Saadet’e dek tüm partilerin milletvekillerinin yasa görüşüldüğü sırada mutlaka mecliste olması gerektiğini söylemiştim.
VEKİLDEN BAŞKA BİR ÖNERİ
Bu yazımı okuduğunu belirten muhalefete mensup bir milletvekili dostumuz, “Acaba bu kez tersini mi yapsak, sesli düşünüyorum’’ dedi. Ardından da fikrini ifade etti: “Bu yasa geldiğinde belki de meclise hiç girmemek ve topluma gidip bu yasayı anlatmak gerek. Bunu bir fikir olarak dile getiriyorum. Altılı Masa’nın liderleri bu konuda ortak bir tutum alabilirler. HDP ve TİP de kendi aralarında bir karar alırsa toplum yaklaşan tehlikeye karşı uyarılmış olur.”
CHP NE DER?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “meclise girmeme’’ ya da “meclisi terk etme’’ görüşüne sıcak yaklaşmadığını biliyorum. Ancak CHP’li olmayan muhalif milletvekilimizin görüşü üzerine de kafa yorulabilir. Zira; toplumu bu yasaya karşı uyarmak ve iktidarın üzerinde siyasi bir baskı kurmak şart...
O yüzden, bu öneri de değerlendirme kapsamına alınabilir...
