SIFIRDAN yeni bir son yazmak, başlangıcın habercisi.. İlk adım gitmek istediği yere götürmese de alınan 2-0’lık galibiyetle Fenerbahçe, bulunduğu yerden ayrıldı. Anderlecht maçının kazanılmasından sonra Fenerbahçe’nin kazanma alışkanlığına ihtiyacı vardı. Önde baskıyla ofansif oynarken, savunma da yapabilmek, takım olma belirtisiydi. Disiplinli set oyununda; istek, arzu majör seviyedeydi. Valbuena gole giden yolda itici güç oldu. Atılan iki golde de imzası şıktı. 70 metre topu taşıyıp adrese teslim paslar, tribünleri ayağa kaldırdı. Frey çalışkandı, golünü de attı. Tekniğiyle olmasa da istek dolu enerjisiyle rüzgârları yakaladı. Ofansif oyun anlayışında savunmada Şener, Roman, Skrtel ve Hasan Ali hata yapmadı. Slimani, futbolunu yan iş oynayan adam görüntüsü verdi. Uyuşukluğu müstehcendi. Maç boyunca etkili olamadı. Oyuncularla ilişkiler arasında fark yaratan adam Koeman’a gelince; Son üç maçta başarılı sonuçlar alan Erwin Koeman, teknik analizde gözlemlerini iyi yapmalı! Çift santrforlu oyunun sıkıntı yarattığının farkına varmalı.! İsmail Köybaşı ile orta saha kurgusunun, felaketin başlama noktası olduğunu bilmeli! Ve ayrıca; İsmail’in, Fenerbahçe’de oynamasını gerektiren hiçbir özelliği olmadığını da anlamalı! Görülen o ki; şaşırtıcı mağlubiyetler, karmaşık sonuçlar yaşlanırken, terk edilen galibiyetler, gençleşmek üzere.. İlerledikçe gerileyen zamanda, yeniden başlamak gibi.. Geride bıraktıklarına odaklanmadan! Sonuç olarak; Fenerbahçe, kaybettiklerini kazanmak için ilk adımı attı. Gecenin feneri Valbuena’nın meziyetleri yalnız kalmadı, yol arkadaşlarını buldu. Alınan galibiyetle Fenerbahçe, Süper Lig’e yeni bir MERHABA ile selam verdi.
