Korkusuz
Ümit Zileli

“Yakın o evi yakın!..”

Gözleri dönmüştü...
Dört bir taraftan organize bir şekilde saldırıyorlardı... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na her taraftan yağan tekme ve yumruklar, korumaları tarafından önlenmeye çalışılıyor, onlara bir tuğgeneral ve bir mavi bereli jandarma eri yardımcı olmaya çalışıyordu ancak etrafları sarılmış, bir türlü kudurmuş saldırganları yarıp çıkamıyorlardı!.. Güvenlik güçleri de ortada yoktu!..
AKP’li olduğu daha sonra bizzat iktidar partisinin yönetimi tarafından açıklanan şerefsiz alçağın, Osman Sarıgün isimli pisliğin yumruğu işte tam o anlarda patladı Kılıçdaroğlu’nun yüzünde... Genel Başkan’ı korumaya çalışanlardan biri olan başdanışman Kenan Nohut, saldırganlardan birinin bıçak sallamaya çalıştığını görünce dirseğiyle vurarak yere düşürdü, korumalar hemen saldırganın üzerine çullandı...
Saldırganların arasında kadınlar da vardı; sonradan kimliği belirlenen Fatma Başaran, büyük bir hevesle katılmıştı linç girişimine... Fatma Başaran-Ak Parti Genel Merkez başlıklı sosyal medya hesabından olay anında paylaşım bile yapmış, gülümseyen imojiler eşliğinde şu iğrenç mesajı atmıştı:
-An itibarıyla Kılıçdaroğlu şehit cenazesinde dayak yedi. Güvenli bir barınakta saklanan itin sağlık durumu iyi!..
Seyrederken aklıma İsmet İnönü’nün, Bülent Ecevit’in maruz kaldığı saldırılar aklıma geldi... Ancak şu cümleyi duyunca, içim titreyerek Sivas Katliamı sırasında canlı yayın eşliğinde yakılan insanlarımız geldi:
-Yakın o evi yakın!..

“Mutlu musun Ekrem!”


Kılıçdaroğlu sonunda azgın kalabalığın kuşatmasından çıkarılmış köydeki evlerden birine götürülebilmişti...
Ancak, tıpkı 26 yıl önce Madımak Oteli’nin önünde olduğu gibi, binanın önünde toplanan azgın güruh bu kez de evi taşlamaya başlamıştı... Taşlamakla yetinmek istemeyen bazı saldırganlar kalabalığı iyice zıvanadan çıkarmak için bağrışıyordu:
-Yakın, evi yakın!..
Kılıçdaroğlu sığındığı o evden bir kaç saat sonra zırhlı bir askeri araçla çıkarılarak Ankara’ya götürülebildi!.. Ülkem adına, güvenlik güçleri adına, onların yöneticisi olan İçişleri Bakanı adına, iktidar adına utanç verici bir görüntüydü!..
Aslında bu alçakça linç girişimi göstere göstere geldi; gazete formundaki bir paçavra, Hakkari’de 4 Mehmetçiğin şehit edilmesi sonrasında şu manşetle çıkmıştı:
-Mutlu musun Ekrem!..
İzandan, vicdandan, haysiyet ve namustan yoksun bu düzmece manşetin hemen ardından geldi şehit cenazesinde gerçekleşti provokasyon... Saldırıdan sonra yanaşma medyanın tavrı da o paçavradan pek farklı değildi; utanıp sıkılmadan “Kılıçdaroğlu’ndan provokasyon” manşetleri atan paçavralar bile vardı!..
İçişleri Bakanı sıfatlı zat, saldırının hemen ardından “Kılıçdaroğlu’nun şehit cenazesine geleceği güvenlik güçlerine bildirilmedi” dedi ancak CHP bildirimin yapıldığını açıkladı!..
-Yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmıyordu!..

“Sen yumruk attıracak ne yaptın Kılıçdaroğlu!..”


Linç girişimi esnasında orada bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın mikronu eline alıp söylediği şu sözler ise Tarih Baba’nın kara kaplı utanç defterine kapkara harflerle kazındı:
-Değerli arkadaşlarım, şu ana kadar mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz. Şimdi sükunetle cenaze evine gidiyoruz...
Ama, bana sorarsanız bu linç girişimi sonrası en hazin, en zavallı açıklama MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi maalesef... “Bu seçim ortamında yüzde 9 oy aldığınız yere Mehmetçiğin cenaze törenine katılmak için niçin gidiyorsunuz? Ama orada karşılaştığınız olayı neyle izah edeceksiniz? Böyle bir olayın zemini hazırlanmış mıdır? 1 Mayıs olaylarına bugünden hazırlık mı yapılmaktadır” diye fitili ateşledikten sonra şöyle bir cümle kurdu:
-O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu!...
Gerçekten hazin, bir o kadar da ürkütücü bir söylem... Siyasete MHP’de başlayan ülkücü kökenli Yaşar Okuyan sosyal medya hesabından Devlet Bey’in bu açıklamasına sert tepki gösterdi:
-12 Eylül 1980 öncesinde de görevli idi, bugün de görev devam ediyor... Arabasında yakalanan silahlar, mermiler ile karakola bile ifadeye çağrılmayışının sebebini açıkla...
Kemal Bey ve arkadaşlarına büyük geçmiş olsun, çok ciddi bir linç girişiminden kurtuldular... Ancak yine de çok ama çok dikkatli olunması gereken bir süreçten geçiyoruz... Sendikalara, demokratik kitle örgütlerine de çok iş düşüyor...
-Ortalığı karıştırmak, kaos yaratmak isteyenlere dikkat!..