Korkusuz
Argun Darıcı

Üretme hakemlik

Çiftlik balıkları vardır, özel yemlerle beslenir, gelişir ama balık tadını alamazsınız, etlerinin rengi bile farklıdır. İşte hakemlerimizin büyük bir bölümü bu üretme balıklar gibi özellikle uğraşılıp hakem yapılmak istenen gençlerdir. Yani üretme hakemlerdir. Çoğu belki biraz mahalle arasında top oynamış, bazıları ise hiç futbol topu ile ilgilenmemiş. Top oynamışların hakem olmak akıllarına gelmez, gelse de yaş sınırı olduğundan futbolu bıraktıklarında yaşları geçmiş olur. Uzun süre futbol oynamış, sonrasında hakem olmuş ve başarmış çok az kişi var.

Hiç muslukçu, tornacı, marangoz veya elektrikçi olan hakem duydunuz mu? Gidin bakın amatör kümede, 2. ve 3. liglerde oynayan futbolcuların içinde bu gibi meslekleri yapanlar vardır. Bu gençler çoğunlukla ya futbol oynadıkları için ya da ailenin ekonomik durumu nedeniyle farklı mesleklerde çalışır, üniversite okuyamaz! Hakem nasıl olunur bilmezler, hakemliğe özendirilmedikleri için de merakları uyanmaz bu işe. TFF’nin sitesine girip hakem kurslarını takip etmek akıllarına gelmez. Hakem olma koşullarında üniversite mezunu şartı
aranmaz ama hakemi yükseltirken üniversite mezunlarına daha çok şans verilir. Zaten hakemlik kurslarıyla ilgili bilgilendirmeler üniversite duvarlarını süsler. Oradaki gençler harçlık kazanmak, az bir kısmı da gerçekten hakem olmayı denemek için bu işe girer. Bunların çoğu futboldan bi haberdir, belki bir kısmı sadece seyircidir. Hele doktor, mühendis, akademisyenseniz,
bir de yabancı dil biliyorsanız sahada hakkını veremeseniz de yükseltilirsiniz, ama marangoz, tornacı iseniz yerinizde sayarsınız, futbolu bilseniz, iyi hakemlik yapsanız bile.

Üniversiteli, yabancı dil bilenlerin önü açıktır. Dikkat ediniz, futbolu bilenlerden bahsetmiyorum. Yabancı dil bilenlerden hakem yapmak yerine hakemliği iyi yapanlara yabancı dil eğitimi verilse daha doğru olmaz mı? Bu gençler, hocalarını, ağabeylerini süsleme, özel şoförlüklerini yapma gibi kabiliyetlere sahipse, bir de boylu poslu, yakışıklıysa değmeyin gitsin. Yürür giderler. Sonra bu çocuklara takarlar kokartı, kokart gücüyle maç yönettirip hakemlik yaptırmaya çalışırlar. E tabii bu arada seyirciler kanser, takımlar tarumar olur.

İşte Türkiye’de tamamı olmasa da genelde maalesef böyle hakem olunuyor, hakemlikte yükseliniyor. Sonra bu gençlerden üst düzey hakemler üretilmeye çalışılıyor! Futbol bilgisi, pratik görüş kabiliyetleri yok ki bu çocukların. Üretmeyle ancak bu kadar oluyor. Bu durumda, bu çocukların yaptıkları hakemlik başarılıdır aslında. Haklarını yememek gerek.

Türkiye’deki, hakemlik, bir üretme hakemliği olduğu için hemen her maçta hatalar kaçınılmaz oluyor. Suç onlarda değil, bu düzeni kuran ve sürdürenlerde. Ben bildim bileli, yaklaşık 40 yıldır böyle geldi, böyle de gidiyor. Köklü değişikliklere ihtiyaç var aslında ama düzeltelim bu sistemi diyen yok.