12 Eylül 1980 askeri müdahalesini yapan generaller seçimi, söz verdikleri tarihte (6 Kasım 1983) yaptılar...

Siyasi uzlaşmazlıkları ve ekonomideki tıkanmaları seçim sistemi ile (Barajsız D’hont)...

Çok partili meclis ve koalisyon hükümetlerine bağlayan generaller:

Yüzde 10 ülke ve...

Seçim bölgesi barajı getirmişlerdi...

Turgut Özal’ın genel başkanlığını yaptığı...

İdeolojilerin tümünden arınmış...

Kamuoyunda:

“Dört farklı görüş” olarak tanımlanan kişilerden oluşan ANAP:

Seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştı...

Ne var ki:

Darbe anayasasının Cumhurbaşkanı Kenan Evren:

45 gün, Özal’a hükumeti kurma görevi vermedi...

Çünkü...

Özal’ın değil...

O günlerin Ümit Özdağ’ı, emekli Orgeneral Turgut Sunalp’in partisinin (MDP) iktidar olmasını istiyorlardı...

O günlerde kamuoyu, kulislerden sızan dedikodularla bilgi sahibi olabiliyordu...

Ve...

Dedikodulara göre:

Cumhurbaşkanı Evren, genelkurmay Başkanı Üruğ ve Kuvvet Komutanları:

Seçimleri iptal etmeyi bile düşündüler...

Ancak...

Turgut Özal o 45 günü öylesine güzel ve doğru değerlendirdi ki...

Evren ve Kuvvet Komutanları; Özal’ın başbakanlığından kendilerine zarar gelmeyeceğine inandılar...

Evren, Özal’ı Çankaya’ya davet etti...

Adeta, nefesler tutulmuştu...

Evren’in hükümeti kurma görevini Özal’a vereceği hakim görüştü...

Ama...

Bugün:

Özgür Özel’i, Erdoğan’la görüşmeyi kabul ettiği için aşağılayanlar olduğu gibi...

O gün de aynı çevreler Evren’i:

“Sayın Cumhurbaşkanı bu takunyalıya iktidarı verirse, başımıza neler geleceğini görmüyor mu?” diyerek tahrik ediyorlardı...

Turgut Özal Çankaya’ya çıktı...

Evren kendisini tebessüm ederek karşıladı...

Ve bir anda Turgut Bey...

Sağ elini Kenan Paşa’ya uzatırken...

Sol eliyle boynunu kavradı...

Kendine çekti...

Ve aynı elini az sonra Evren’in:

Kolunun üzerine koydu...

İki yanağından öptü...

Pazar günü, bu “el ense” olayını, Ahmet Özal’a hatırlatıp sordum:

“Baban o gün o hamleyi hangi duygularla yaptığından sizlere söz etti mi?..”.

“Ben sordum” dedi Ahmet Özal...

“Ne dediğini benimle paylaşır mısın?..”.

“Elbette” diyerek anlattı...

Günün sözü

“Dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa, bugünü kaybederiz...”.

Winston Churchill

OLACAK BUNLAR

Özgür Özel’in Erdoğan’la görüşecek olmasını desteklediğim için tebrik edenler kadar değilse de:

Tepki koyanlar da var...

Olacak bunlar...

Herkes benim gibi düşünmek zorunda değil...

Ama ben de:

Başkaları gibi düşünmek zorunda değilim...

DEVLET ADAMLIĞI ÖRNEĞİ

Turgut Özal, görev almak için Çankaya’ya çıktığında, Cumhurbaşkanı Evren’i iki yanağından öpüp hükümeti kurmakla görevlendirildikten sonra, ailesiyle buluştu...

Oğul Ahmet Özal, babasını sorguladı:

“Seni istemediğini açık açık belli eden ve seni sevmeyen bir adama bunu neden yaptın?..”.

Baba Özal, o alışık olduğumuz sevimli gülümsemesiyle ve tane tane konuşmaya başladı:

“Devletin tepesinde kavga olursa bunun bedelini millet öder... Ben hem Evren Paşa’ya hem de milletimize ‘geçmişle kavga etmeyeceğim’ mesajını verdim...

Devletin tepesindekiler iktidar veya muhalefet hassas dönemlerde ne kadar toleranslı ve affedici ve yumuşak üslûp kullanırlarsa, milletimiz de o kadar rahat eder ve toplumun sorunları o kadar kolay çözülür...

Biz şahsi hırslarımızla kavgalarımızın esiri olamayız çünkü bunlar ülkeye ve topluma büyük felaketler getirir...”.

Bugün Özgür Özel’e verdiğim desteğin temelinde...

41 yıl önce Turgut Özal’ın sergilediği:

“Devlet Adamlığı” örneği yatıyor...

DOĞRU SÖYLÜYOR

Ahmet Özal’a:

“O gün babanı eleştirmiştin; bugün, Turgut Bey gibi davranan Özgür Özel için ne diyorsun?..” diye sordum...

“Doğru buluyorum” deyip devam etti, “kimse aptal değil, Özgür Özel’i, ‘kesinlikle Erdoğan onu kullanır’ diyerek aptal yerine koyanların bu psikolojiden ve geçmişteki travmalarından kurtulmaları bu toplumun huzurlu geleceği için şarttır...”.

Evet...

Ahmet Özal bana göre de:

Doğru söylüyor...

DÜNÜN X’İ

memduh bayraktaroğlu

@memduhtv

İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama destek vermek için insanlıktan çıkmak lazım kabul ama...

Bütün bunların ilk sorumlusu HAMAS’a tek söz etmemek için ne olmak lazım?..

ALKIŞLIYORUM

Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel, AKP’nin yerle bir ettiği Türkiye’nin:

“Demokratik laik hukuk devleti” imajını hızla yükseltiyor...

Özgür Özel, 31 Mart seçim zaferinden sonra:

“CHP aleyhinde yerleştirilen ‘önce devlet sonra millet’ anlayışını ‘önce Millet sonra Devlet’ olarak değiştiriyoruz” demişti ve alkışlamıştım...

Bugün de:

“Hamas tabii bizim çok üzüldüğümüz bir saldırıyı İsrail’de yaptı. Ve bu terör uygulamalarını yapan, insanları topluca öldüren her türlü yapı bizim nezdimizde terör örgütüdür ancak bugün aynı şey ne yazık ki Filistinli masum insanlara uygulanıyor. Ben her iki konunun da bir an önce bu bağlamda değerlen-dirilmesini ve Filistinlilerin de böylesi bir zulme maruz kalmalarının engellenmesini talep ediyorum” diyen Ekrem İmamoğlu’nu alkışlıyorum...

KANAATİM O Kİ

Adı: Nihal...

Soyadı: Candan...

“Bu Tarz Benim” isimli moda yarışması ile adını geniş kitlelere duyurdu...

Ve...

Ün sahibi olan benzerleri gibi magazin kanallarının “gözdesi” olarak Survivor programında yer aldı:

Ününü perçinledi...

Ve...

Güç sarhoşu oldu...

Kazandığı yetmedi...

“Daha çok” istedi...

“Kara para aklama iddiaları” ortaya atıldı...

Ve:

Tutuklandı...

Sağlık sorunları nedeniyle iki gün önce:

Tahliye edilmiş...

Olabilir tabii...

İnsan sağlığı her türlü cezadan değerlidir...

İyi de...

Aleyhlerinde iddiadan başka somut hiçbir delil olmayan...

Yani: Masum...

Ve fakat:

Gözleri görmeyen...

Yürüme ve ayakta durma engelli...

Kanser hastası...

Ve...

Aşırı yaşlı olduğu halde...

Yıllardır hapiste tutulan...

Emekli generaller başta olmak üzere:

KHK’lılara yapılan zulmün sebebi ne?..

Ben şahsen bu konuda:

Hukuk ve Yargı’nın:

İntikam aracı olarak kullanıldığı kanaatindeyim...

TAKDİRLE ANIYORUM

Evren’e de Özal’a da kızabilir...

(Hatta) İkisinden de nefret edebilirsiniz...

Ancak...

Bu iki devlet insanı...

Askeri bir darbe sonrasında sivilleşmeyi çok hızlı başardılar...

Birbirleriyle kavga etmediler...

Toplumu germediler...

Toplumu birkaç parçaya bölmediler...

Ben sadece o gün değil...

Bugün de...

Hem Turgut Bey’in...

Hem de Cumhurbaşkanı (genelkurmay başkanı değil) Evren’in çağdaş davranışlarını:

Takdirle anıyorum...