Korkusuz

Seçim yasağı

Seçim yasağı
Kampanya sırasında bırakın anayasal ve yasal olanlarını iktidar hiçbir yasak ve kurala uymadı ama biz uyalım dedik ve bugüne dair hiçbir şey yazmayacağız.
Tek; herkes sandığa gitsin ve oyunu kullansın çünkü yarın olumlu ya da olumsuz çok farklı bir Türkiye olacak.
Ben çok ciddiyim.
Bu durumda geçen hafta yazamadığım konuyu anlatayım.
Biliyorsunuz Başkan Trump Aralık 2017’de ‘Kudüs İsrail’in başkentidir’ dedi.
Arap ve Müslüman ülke liderleri bağırdı çağırdı ama değişen hiçbir şey olmadı çünkü hiçbir lider ABD ve İsrail’e karşı eylemsel bir yaptırımı göze alamaz.
Durum böyle olunca Trump geçen hafta 1967’den bu yana işgal altında bulunan Golan Teleleri için ‘Burası İsrail’in’ dedi.
Yine bağırıp çağıranlar oldu ama numaradan.
İsrail ve Amerika’daki Yahudi lobileri bayram etmişti.
Golan açıklamasından iki gün sonra 2016 başkanlık seçimlerine Rusya’nın siber saldırılar yoluyla müdahale edip etmediğini araştıran savcı Mueller iki yıl süren araştırma sonucunu açıkladı ve Başkan Trump’ı akladı.
Yahudi lobisi Amerikan sistemindeki gücünü bir kez daha gösterdi.
Trump ikinci dönemi kesin garantiledi.
Peki daha neler yapabilir?
9 Nisan’da İsrail’de seçim yapılırken Trump Beyaz Saray’da ‘iyi dostu’ Başkan Sisi’yi misafir edecek.
Konuşulanlara bakılırsa Trump Kudüs ve çevresinde yaşayan 200 bin kadar Filistinliyi Ürdün’e transfer etmeyi ve zamanla Batı Şeria’nın büyük bölümünü İsrail’e katmayı planlıyor.
Ya sonra?
Sonrası çok daha ilginç!
Borularla Nil’den İsrail’e su taşıma projesi var.
İsrail ve ABD en az 50 yıldır bu konu üzerinde çalışıyorlar.
Müslüman ülke liderleri bu durumda olduğu sürece İsrail ve ABD’nin istediği her şey oldu ve bundan sonra da olacak.
Örnek mi?
Arap liderler bugün Tunus’da yıllık toplantılarını yapıyor.
Yapıyor ama ABD istemedi diye Esad’ı çağıramadılar.
Kudüs elden gitmiş ama İslam İşbirliği Örgütü’ne bağlı Kudüs Komitesi ise hiç toplanmıyor.
Dönelim İsrail’e.
İsrail’in su gereksinimi bilen Rahmetli Özal Ceyhan’dan İsrail’e su satmaya kalkışmıştı ama olmadı.
Olmadı çünkü İsrail’in gözü Fırat’ın sularındaydı.
Hani şu ‘Nil’den Fırat’a kadar uzanan Büyük İsrail Devleti’.
Böyle giderse o da olacak.
Hikayelerin arka planı her zaman ilginç.
Örneğin Tank Palet Fabrikası.
Bu konu çok tartışıldı ama hiç kimse önemli detayları görmedi.
Katar 11 bin kilometrekarelik bir ülke.
Bu ülkede ABD’nin iki büyük üssü var.
50 km kadar kara sınırı olan Katar ordusunda 12 bin asker ve 80 tank var.
Katar iki yıl önce Almanya’dan dünyanın en gelişmiş Leopard tankları almaya başladı.
Geçen yıl imzalanan anlaşma gereği Alman Rheinmetall şirketi Türk ordusunun sahip olduğu 1000 kadar Leopard tanklarının modernizasyonunu gerçekleştirecek.
Maliyet 7 milyar Avro.
Daha önce de İsrail M60 tanklarını modernize etmişti,
Alman ve Arap medyasında yazılanlara bakılırsa modernizasyon projesinde yüklenici olarak Tank Palet Fabrikası’nın sahibi BMC firması görev alacak.
Yazılanlara göre Rheinmetall’in BMC’de % 40 hissesi var.
BMC’ye elektronik sistem tedarikini ise Aselsan, Roketsan ve bir de Malezya firması yapacak.
Hatırlanırsa TMSF, 17 Mayıs 2013’te Mehmet Emin Karamehmet’in sahibi olduğu BMC ve onlarca şirketine el koymuş sonra da BMC’yi Ethem Sancak’a satmıştı.
Hikaye acayip.
Kimin nerede ne kadar şeyi var belli değil.
Kim nerde, neden ve ne yapacak hiç belli değil.
Halklar küçük işlerle oyalanırken iktidarlar kendi karanlık ilişkilerinde bildik işlerini yürütüyor.
Örnek olarak ABD’nin en büyük petrol, silah ve benzeri stratejik sektörleri dünyayı yönetiyor.
Çoğunun sahibi Yahudi.
Hollywood şirketlerinin de.
Onlarla iyi geçinen iyi oluyor geçinmeyenler mücadeleyi göze almalı.
Bedel ödemek çok eğlenceli ama kesin haz verici.