İki gün önce çık, ABD gibi NBA oyuncularından kurulu bir takıma kafa tut, iki kez kazanabilme şansını yakala, ilkinde gereksiz bir faul, ikincisinde serbest atış çizgisinden 4’te 0 at ve maçı uzatmada kaybet... Dün de Çekya gibi Avrupa basketbolunda hiçbir başarısı olmayan bir takımdan 15 sayı fark yiyerek grubu üçüncü bitir... Bunun açıklaması istatistiklere bağlanamaz. ‘Semih kötüydü, Wilbekin potaya bakmadı, Ersan’ı oyuna sokamadık’ gibi bahaneler sadece yenilgiye kılıf aramaktır. Her şey kafada başlar. Gördük ki milliler, bu maça kafa olarak hazırlanmamış. Motivasyon eksikliğinin faturasını ödedik. Rakibin adına değil, rakibe saygı duymayı öğrenmemiz gerektiğini bir kez daha acı bir şekilde tecrübe etmiş olduk.