Korkusuz
Ümit Zileli

Maklubeye kaşık sallayanlar!..

Sözcüğü bilmiyor olabilirsiniz, izah edeyim:

-Maklube, bir FETÖ yemeğidir!..

Hiç tatma fırsatım olmadı ancak, pek lezzetli, pek makbul olduğu rivayet edilir... Bugün iktidar saflarında aslanlar gibi “geçmişine ver yansın eden”, “dibine kadar Reis’ci” kesilen, “Tayyip Bey’siz bir hiç olduğunu” açıklayan ne kadar iktidar mensubu varsa, hilafsız büyük bölümü maklubeyi tatmıştır!.. Şimdilerde pek mümkün değil tabii; “O yollarda beraber yürürken, yağan yağmur altında birlikte ıslanırken!..

Nereden çıktı “makbule kavgası” Peki?.. İktidar partisi fokur fokur kaynamaya başladı da onun için!..Tabandaki çözülme neredeyse  beş sıfırlı rakamlara ulaştığı için!.. Yalnız taban değil, üst düzey denilen kesimden de art arda, üstelik son derece ağır açıklamalarla istifalar peş peşe geldiği için!..

Mesela daha dün Konya eski İl Başkanı Musa Arat, “Dava kardeşliği bitmiştir” diyerek istifa etti. Yetinmedi, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan FETÖ’cü darbeyi işaret ederek, şu sözleri sarf etti:

-Maalesef 15 Temmuz gecesi özellikle darbe girişiminin başlangıcından saat 00.30’a kadar geçen sürede yaşananlar hiç sorgulanmadı!..

Ağır eleştiriler değil mi? Siz bir de eski milletvekili Cuma İçten’in sözlerine bakın derim! Diyarbakır eski milletvekili, AKP eski Genel Başkan Yardımcısı Cuma İçten “Baş kaldırıyorum” diyerek partiden istifasını duyurduğu açıklamada, FETÖ ile mücadelede üst düzey siyasilerin eşleri, birinci derecede yakınları ve akrabalarına dokunulmadığını belirterek, şu suçlamayı da yaptı:

-Bölücü terörist başının mektuplarını meydanlarda okutan iktidar, düşman gösterilenlerle dostluk ve ittifak kurmuştur. İşte tüm bunlara itiraz ediyorum!..

Pek yenilir yutulur gibi değil tabii!..

Pelikan-Bakan savaşı!..


Bunlar yalnızca iki örnek...

Hepsini yazmaya kalksam ne bu sütun, ne de gazetenin tamamı yeter!.. Ancak asıl büyük kavganın işaret fişeğini geçtiğimiz gün yandaş medyanın “Amiral Gemisi” Sabah gazetesi attı... Dilek Güngör, köşesinde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e fena bindiren bir yazı kaleme alarak yargıda tuhaf işler olduğunu, “FETÖ’cülerin kritik noktalara getirildiğini” ileri sürüp aynen şöyle dedi:

-Şu anda yargıyı ele geçiren bu grupların içine sızan FETÖ’cüler eliyle 17-25’teki gibi yeni bir kumpas davası hazırlansa o zaman kim, ne diyebilecek?!.

Adalet Bakanı Gül, buna son derece sert bir yanıt vererek, yazıyı yazan Dilek Güngör’ü değil, damat Bakan Albayrak’ın kardeşinin yönettiği Sabah gazetesini hedef aldı:

-Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın!..

AKP içinde doğal olarak büyük bir çalkantı daha başladı; genel kanı “pelikancıların bu kez de Bakan Gül’e çengel attığı, koltuğundan etmek için kumpas kurduğu” şeklindeydi!

Tam bu tartışmaların ortasında Adalet Bakanı’nın Fettah Tamince’nin  FETÖ soruşturmasındaki “takipsizlik” kararının kaldırılması için “kanun yararına bozma” hamlesi yaptığı ortaya çıkmasın mı!..

Halbuki Tamince’yi FETÖ soruşturmasından AKP’li  Cumhurbaşkanı’nın avukatları kurtarmamış mıydı?.. ODA TV’de Müyesser Yıldız’ın, “Bu hamlenin talimatını bizzat Erdoğan’ın verdiğini” yazması kafaları iyice karıştırdı!.. Yıldız şöyle yazdı:

-AKP’lilerin bu gelişmelerle ilgili son yorumu şöyleydi: Pelikan çetesi yeni
bir operasyon çekmeye kalktı, ama bu sefer sert kayaya çarptı... O “kaya”nın arkasında  ise, anlatılanlar doğru ise bizzat Erdoğan vardı!..


Bakalım bu deprem Sabah’ı mı yoksa Bakan Gül’ü mü çarpacak!.. Diğer soru ise; oyun nasıl sürecek?..

Maklubeci pelikanlar!..


Olayın bir başka cephesi daha var...

Adalet Bakanı’nın“maklube kaşıkçıları” suçlaması akıllara hemen Cemil Barlas, Fuat Uğur gibi isimlerin, FETÖ’cü Emrullah(Emre) Uslu ile sosyal medyadaki mesajlaşmalarını getirdi...

FETÖ kuruluşlarından Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın “maklube toplantılarına” katılan yandaşların tweetleri de pek iç içe olduklarını gösteriyor!..

Mesela Cemil Barlas maklubeyi birazdan yiyeceklerine dair bir tweet atıyor...

Emre Uslu “Bir tek cemaate üyeyim, Twetter Cemaati. Önderimiz second virüs (Cemil Barlas), ikinci adam Fuat Uğur” diye yanıt veriyor...

Cemil Barlas, “Bizim cemaatin şifresini daha çözen olmadı” diye araya giriyor...

Fuat Uğur ise “Bizim cemaate bir milli şef lazım. Bu görev için Mehmet Baransu’yu öneriyorum” diyor!..

Sonra da hep birlikte maklube ve sohbet için teşekkür ediyorlar...

Hamen anımsatayım; Mehmet Baransu FETÖ üyesi olarak Silivri’de yatıyor... Emre Uslu, pek sevdiği ABD’de hocasının kanatları altında... Fuat Uğur Türkiye gazetesindeki köşesinde, Cemil Barlas ise katıldığı yandaş kanallarda FETÖ’ye ağız dolusu küfür ederek vakit geçiriyorlar!..

Bakalım “mahrem kazanında” daha hangi “çamaşırlar” kaynayacak bilemiyorum, ancak pek eğlenceli olacağı kesin!..