Korkusuz

İmamlar savaşı

İmamlar savaşı
Önceki gün ‘Herkes sandığa gitsin ve oyunu kullansın çünkü yarın olumlu ya da olumsuz çok farklı bir Türkiye olacak. Ben çok ciddiyim’ demiştim.
Gerçekten Türkiye çok farklı oldu.
AKP büyük yenilgi aldı.
İstanbul ve Ankara ile birlikte 20 çok önemli ilde CHP’nin kazanması çok şey ifade eder.
Zamanı gelince yazarım.
Erdoğan’ın İstanbul’u kazandığı 29 Mart 1994’ten 25 yıl sonra İmamoğlu Ekrem sol adına İstanbul’u geri aldı.
Kaderin bir cilvesi olarak İmam Hatip mezunu Erdoğan bir anlamda İmam’ın oğlu Ekrem’e yenilmiş oldu.
Devletin tüm olanakları ve medyanın gücüne rağmen.
Türk halkının sağduyusu kendini kanıtladı.
Zor da olsa vicdan kazandı.
‘Erdoğan yenildi’ diyorum çünkü seçim kampanyasını Bin Ali Yıldırım değil kendisi yürüttü.
Hatırlanırsa Erdoğan zaman zaman farklı etkinliklerde Kur’an okurdu İmamoğlu da okudu.
Örnekler farklı ama Erdoğan başka bir İmamla da kavgalıydı.
Ekrem İmamoğlu’yla kavgası barışçıldı ama FETÖ öyle değildi.
25 yıl dost geçindiği Erdoğan’a ihanet eden FETÖ sonunda darbe yaptırarak onu öldürmeye kalkıştı.
İdeolojik köken ve saplantıları bunu gerektiriyordu.
İslam coğrafyasının tarihinde bunun çok örnekleri vardır.
Türkiye tarihinde de.
İslamcı parti, örgüt ve cemaatler hep kanlı bıçaklı.
Toplumdaki cahil dinsel kitlenin duygularını ve bunun üzerinden sağlanan maddi, manevi ve siyasi rantı paylaşamıyorlar.
Gün gelir bu dinci gruplar FETÖ’nun yaptığı gibi şimdi onlara yardım eden Erdoğan’a ihanet edecektir.
İmamoğlu Ekrem onlara benzemez.
Çünkü o farklı bir dinsel, sosyal ve siyasal kültürden gelmiştir. Ama İmamoğlu Ekrem 2023 seçimlerinde   demokratik bir şekilde Erdoğan’a rakip olur ve böyle giderse kazanır.
Tarihsel gerçekler, diyalektik ve Türkiye ile dünya gerçekleri bunu söylüyor.
Önceki gün çok farklı nedenlerle tarihsel ve siyasal anlam ve önemi olan İstanbul ve Ankara’nın kazanılmasıyla sağlanan umut rüzgarının önüne hiç kimse geçemez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu rüzgarı durdurmak istiyorsa son 7-8 yılda izlediği iç ve dış politikasındaki gerginlik, düşmanlık ve ötekileştirici söylemlerini gözden geçirmelidir.
Son seçimde işe yaramadığı kanıtlanan yandaş medyanın ilkel söylemlerine kulak asmamalıdır.
O medyada bağırıp çağıranların büyük bölümü kendisini öldürmek isteyen FETÖ yalakalığı yapıyordu.
Türkiye’nin iç barış ve yumuşamaya ihtiyacı var.
Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan hızlı küçük adımlarıyla sağlayabilir.
Yapılacak en önemli şey insanları rahat bırakmaktır.
Yapılacak şey insanlar üzerinde kurulmaya çalışılan baskılara son vermektir.
Yapılması gereken şey Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Eren Erdem gibi politikacılar, gazeteciler, akademisyenler ve tüm aydınları serbest bırakıp davaları düşürmektir.
Böyle bir tutum ve davranışla Cumhurbaşkanı Erdoğan ve dolaysıyla Türkiye içerde ve dışarda çok daha rahat ve güçlü olacaktır.
Erdoğan kendisinin sık sık söylediği gibi daha 4 yıl 3 ay Cumhurbaşkanı olarak kalacaktır.
Kim ne derse desin Batılı liderler artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘yara almış’ biri olarak davranacak ya da en azından öyle bakacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 17 yıldır haklı olarak dillendirdiği ‘demokrasiyle seçildim’ söylemi artık tartışılacaktır.
Sesli olmazsa da bu tartışma kapalı kapılar ardında yüksek sesle başlamıştır bile.
Kolay değil CHP ülkenin en önemli 20 ilinde kazanmıştır.
Ülkenin sanayi, ticaret, turizm, spor, sanat, sinema, kültür, gazete ve kitap okuma, tiyatroya gitme ve daha bir çok veresiyle bu iller Türkiye toplamına eşittir.
Bu iş çok ciddidir.
Son olarak ben dahil bir çoğumuzun anayasa referandumu ve 24 Haziran seçimlerindeki yanlış tutum ve davranışlarından dolayı farklı ve haklı nedenlerle eleştirdiğimiz CHP lideri Kılıçdaroğlu ve ekibini kutlamak gerekiyor.
Elbette parti olarak başarı elde edemediği için sıkıntı yaşaması beklenen İYİ Parti lideri Akşeneri de İttifak mücadelesinden dolayı sahiplenmek gerekiyor.
Ama temel bir gerçeği de hiç unutmamak gerek:
HDP seçmenlerinin desteği olmasaydı CHP asla İstanbul, Adana, Antalya, Mersin, Eskişehir ve başka yerleri kazanamazdı.
Matematik bunu söylüyor bari vicdanlar da kabullensin. Türkiye’nin her yerinde demokrasi böyle kazanır.
Özellikle Güneydoğu’da.