Korkusuz

Havadan sudan

Havadan sudan
Hikâyenin başlangıcı;
Mayıs 2011 sonu Hatay’da kurulan Özgür Suriye Ordusu militanları on gün sonra sınırdan 10 kilometre uzaklıkta Cisr El-Şuğur’a saldırılarak 120 devlet memurunu hunharca öldürdü.
Suriye ordusu kasabaya gelince militanlar ve yandaşları Türkiye’ye kaçtı.
İdlib’e yakın Cisr El-Şuğur saldırısı Suriye’de ilk terör eylemiydi.
Sonrası bilinen hikâye.
Yedi yıl içinde Suriye’de neler neler yaşandı!
Dünyanın dört bir yanından on binlerce
cihatçı, Suriye’ye gelerek silahlı gruplara katıldı ve böylece IŞİD, Nusra ve benzeri gruplar kuruldu.
Örneğin Uygur Türkleri, Çeçenler ve benzerleri nerden girdi Suriye’ye?
Gelelim bugünlere..
Herkes İdlib ve çevresindeki Nusra ve benzeri grupları sahipleniyor.
ABD ve Batılı ülkeler dahil.
İdlib’de 4-5 milyon insandan söz eden yandaşlara bayılıyorum..
2016 sonunda da benzer yalanları Halep için söylediler ama Halep teröristlerden temizlenince şehirden maksimum 20 bin kişi çıktı ve bunlar silahlı militanlar ve aileleri.
4 milyon nüfuslu Halep tüm yaralarını sarıyor ve harika bir şehir olma yolunda ilerliyor.
Hatırlayın;
Suriye ordusu geçen nisanda Şam’a yakın Doğu Guta’da operasyon başlatınca Ankara dahil herkes kıyameti kopardı.
‘Vay efendim Esad ordusu milyonları öldürecek ya da göçe zorlayacak’.
Yalan tutmayınca bu kez ‘Esad kimyasal silah kullandı’ oyunu sergilendi.
D.Guta, Yarmuk Kampı, Deraa ve benzeri birçok yer teröristlerden temizlendi ama milyonlar öldürülmedi ve hiç kimse bir yerlere kaçmadı.
Teröristlerden temizlenen her şehir hızla normalleşiyor ve insanlar evlerine dönüyor.
7 yılda milyonlarca yalan yetmedi şimdi daha büyük yalanlar gerekiyor.
İyi de İdlib neden Türkiye’yi ilgilendiriyor?
Peki sınırın her iki tarafında günlerdir devam eden askeri yığınak neden, kimin için  ve ne amaçla yapılıyor?
Ya da Türkiye, Suriye ile olan sınırında 5 metrelik duvarı neden ve kimin için inşa  etti.
Türkiye Cerablus’tan Afrin’de kadar uzanan 250 kilometrelik bölgede neden asker bulunduruyor?
Türkiye bu bölgede işbirliği yaptığı Özgür Suriye Ordusu ve benzeri onlarca silahlı grubun on binlerce militanına maaş, silah, yiyecek, giyecek ve benzeri tüm gereksinimlerini neden veriyor?
Bunu ÖSO komutanları söylüyor.
TIR konusu mahkemelik oluyor ama bu insanların ve ailelerinin tüm ihtiyaçları Türkiye’den karşılandığına göre bunlar neyle taşınıyor?
Peki İdlib ve çevresi üç tarafı bir yıldır Suriye ordusu tarafından kuşatma altında olduğuna göre orada bulunan 50-60 bin militana tank, top ve tüm silahları kim ve nasıl veriyor?
Peki İdlib’deki bu militanları koruyup kollamaya çalışanlar acaba neden bu militanların yaptıklarını görmemezlikten geliyorlar?
Örneğin  bu militanlar son  üç ayda 50 kadar SİHA ile Lazkiye yakınındaki Rus hava üssüne  ve bölgedeki Suriye ordusuna saldırdı.
Bölgedeki köy ve kasabalara yönelik günlük füze saldırılarına devam ediyorlar.
Gelelim esas konuya:
Bu notlar havadan sudan olan gerçeklerin binde biri bile değil.
Her gerçeğin bir o kadar detayı var.
İktidar ve medyası bu gerçeklerin birçoğunu bilmiyor ve bildiklerini de halka anlatmıyor.
Anlatmıyor ama dünyanın gözünden hiçbir şey kaçmıyor.
Arap ve dünya medyasında her konuda her şey yazılıyor.
Örneğin Türkiye’nin Suriye ve İdlib politikası.
Örneğin Tahran zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin arasındaki gerginlik.
Herkes en ince detaylarıyla her şeyi biliyor.
Bölgede aktif olan istihbarat örgütlerinin binlerce ajanı var, tepemizde dolaşan uydular, FETÖ’nün 2013’e kadar Erdoğan dahil herkesi dinlemesi, bölgede bulunan tüm örgüt ve militanlarının sosyal medya hesaplarında paylaşılan görüntü ve önemli bilgiler devletler için yeteri kadar bilgi kaynağı oluşturuyor.
Örneğin bir ÖSO komutanı, “Türkiye’nin verdiği maaşı artık TL olarak değil Suriye lirası olarak istiyoruz’ diyor.
Artık doğru iş yapma zamanı.
Bu ise çok bilgi toplamak, bu bilgilerin anlamını  kavramak, bilgileri iyi ve doğru  bir şekilde analiz etmek ve son olarak her şeyi bir araya getirerek sağlıklı politika üretmekle olur.
AMA;
İşi ehline vermeden olmaz.

plusbanner2x