Korkusuz

Hatırlatırım!

Hatırlatırım!
7 yıldır  Esad’ın başına binbir çorap örenler şimdi çıkmış ‘İdlib’e girersen fena olur’ diyor.
Trump gibi deli olanlar da ‘Fena yaparım’ tehdidinde.
100 ülke 300 bin ruh hastası, sapık ve katili besleyerek ‘Alevi’ Esad’ı devirmek ve yerine ‘Sünni’ IŞİD, Nusra ve benzeri terör örgütlerini Şam’da iktidara taşımak istemişti.
Başarsaydılar acaba ne olurdu?
Ama dünyada ciddi olan her devletin yapacağı gibi Suriye devleti direndi ve herkesi yendi veya yenmek üzere.
Ama İdlib sorununu çözerse!
Temel soru: Neden herkes İdlib’e karışıyor?
Suriye ordusunun bir Suriye şehri olan  İdlib’e yönelik operasyonuna itiraz edenler, İdlib ve çevresinde bulunan 50-60 bin Nusra, IŞİD ve benzeri örgütlerin katillerini alıp kendi memleketine götürsün bu iş yarın biter.
Götürürken adamların tank, top, füze, roket, İHA, SİHA ve kimyasal silahlarını da unutmasınlar.
Belki başka yerde kullanırlar!
Kim ne der ve yaparsa yapsın, Suriye devleti en geç eylül sonu bu sorunu çözmeye kararlı görünüyor..
Yaklaşık iki yıldır Putin ve sonra Ruhani ile diyalog içinde olan Ankara, bugün yapılacak Tahran Zirvesi öncesinde ABD ağzıyla konuşur oldu.
Hani bu ‘Evanjelist ABD Siyonist İsrail ile birlikte Türkiye ve Erdoğan’ı ortadan kaldırmak istiyordu?’
AKP’nin çelişkileri ya devam ediyor ya da ‘Siyasal İslamcı’ hesap, plan ve projelerinden vazgeçmiş değil.
ABD’yi PYD’ye binlerce TIR silah vermekle suçlayan ve bu konuda en ağır şekilde  eleştiren Ankara şimdi İdlib’i kurtarmak(!)  için aynı ABD ile hareket ediyor.
Yoksa Ankara, ABD’nin Fırat’ın doğusunda kalmasını mı istiyor!
Anlayan varsa beri gelsin.
7 yıldır Esad ve Suriye ile ilgili binlerce yalan söyleyen yandaş medyanın kalemşörleri şimdi de yeni bir tezgah peşinde:
Meğer ‘PYD Esad ile görüşüyor ve Türkiye’yi sıkıştırmak için Kürtlere özerklik verecekmiş’!
Vay anasına!
Peki o zaman bırakalım Amerikan, Fransız, İtalyan ve İngiliz orduları, Türkiye’nin güney komşusu olsun, PYD’ye binlerce TIR silah versin sonra da Batı Kürdistan’ını  kursun.
Olay bu kadar açık ve net  ama Ankara başka bir havada.
1-2011 öncesinde PYD yoktu.
2-2011 sonrasında PYD lideri Salih Müslim’i birçok kez misafir eden ve ona ‘Esad’a ayaklan yeni Suriye’de sana istediğin herşeyi verelim’ diyen  Şam değil Ankara’dır.
3-2011 öncesinde Ankara ve Şam arasında PKK sorunu yoktu.
4-2010-Haziran 2015 döneminde ‘Barış Süreci’ başarıyla devam ederken Şam bu çabayı engellemeye kalkışmadı.
5-2011 öncesinde Ankara’nın Şam ile ilişkileri ‘model’ oluşturacak kadar iyi iken Fırat’ın doğusu ve batısında ortak sınırda hiçbir olay yaşanmıyordu ve vizeler kalktığı için 2010’da Suriye’den Türkiye’ye 1,1 milyon tersi yönde 1.6 milyon kişi seyahat etmiş.
Ne olur son bir kez samimi olun.
Ya ‘Türkiye’yi yok edecek Evanjelist ABD’den yana ya da Ankara ile birlikte Suriye sorununu toptan çözmek isteyen Rusya ve İran ile birlikte olacaksınız.
Karar sizin.
Ya Suriye, Irak ve Türkiye dahil tüm bölgeyi kurtarırsınız ya da son 7 yılda olduğu gibi Türkiye’yi bölgenin bataklığına saplar gelecek karanlıkları bekler durursunuz.
Bu nasıl bir mantık?
Suriye ve Irak dağılacak ama Türkiye kazançlı çıkacak!
Öyle düşünen varsa bu iki ülkenin daha da  perişan edilmesi için uğraşan ABD, İsrail ve Suudiler’e destek versin.
Yandaş medyanın cahil ve cühelası azman ve uzmanları:
Vazgeçin artık  akılalmaz palavralarınızdan.
İdlib sorunu Suriye devletinin istediği şekilde sonuçlanmazsa iki yıldır başarılı bir şekilde devam eden Erdoğan, Putin ve Ruhani diyaloğu sekteye uğrayacak ve Suriye’de durum yeniden karışacak.
Suriye karışırsa Türkiye asla rahat olamayacak.
Bunu istiyorsanız kendi bildiğiniz yanlış yolda devam edin.
Ben olsam yapmam.
Gelecek çok daha karanlık olur!
Türkiye’ye yazık olur.

plusbanner2x