Korkusuz
Argun Darıcı

Hakemlere bir çare

Hakemin doğruyu bulması için ekrana gitmesi tamam da onlara düşünmek için süre tanımamız gerek. Buna bir çare bulunmalı. Eğer hakem; takım baskısı, siyasi baskı, çıkabilecek olaylar, maç alamama korkusu gibi şeyleri düşünmeye başlarsa yanlışa sürüklenir. Hakem, ekrana koşarak gittiği gibi koşarak sahaya dönmeli. Düşündükçe, bu hafta yaşanan sıkıntılı sonuçların ileriki haftalarda daha da artacağı aşikârdır. Elbette ki Anlayana bu sözlerim. Fenerbahçe-Göztepe maçında Suat Arslanboğa MHK’ya ‘Neden daha önce beni ve benim gibi hakemleri görmediniz’ dedi adeta. Malatya-Kayseri müsabakasında Mete Kalkavan her zamanki sıradan hakemliğini yaptı. Kasımpaşa-Sivas mücadelesinde Arda Kardeşler hakemliğin yüz akıydı bu hafta. Trabzon-Ankaragücü karşılaşmasında Mustafa Öğretmenoğlu sanki yorgundu. Alanya-Galatasaray buluşmasında Alper Ulusoy yine iyi değildi. MHK’nın illa hakeme para veriyorum, illa İzmir bölgesinden bir hakeme maç vereceğim diye takımlara acı çektirmesi anlamsız. Antalya-Beşiktaş randevusunda Bülent Yıldırım iyi maç çıkardı. Ekrana bakarak verilen karar eleştirilmez de penaltı öncesinde aynı pozisyona devam diyip sonra ekrana gidip penaltıymış demek olmuyor sevgili Bülent. Akhisar-Başakşehir buluşmasında Hüseyin Göçek, kokartının gücü ile ‘ben her şeyi bilirim’ edasıyla yönetti maçı. Sarıyı yanlış oyuncuya göster sonra düzelt, avantajları kes. Başakşehirli Emre iyice bozmuş seni, almış düğü elinden yönetmiş maçını Göçek evladım. Bursa-Konya müsabakasında Halis Özkahya iyi değildi. Bursa’nın iptal ettiğin golünü evde bir kez daha seyrettin mi Özkahya?