Korkusuz

Fenerbahçe Cumhuriyeti

Fenerbahçe Cumhuriyeti
İki aday var... Birisi 20 yıldır o koltukta oturuyor ve bir 3 yıl daha istiyor. Diğeri ise ilk kez o koltuğa talip.

Birisi 'camia ruhu, kumpas, FETÖ'yle mücadele, yarım kalan işler' diyor, diğeri 'yeni bir futbol anlayışından, altyapıya dayalı bir sistemden, çağa ayak uydurmaktan' bahsediyor.

Birisinin seçim sloganı 'örgütler' diğerinin ki endüstri, teknoloji...

Birisi medyada sık sık boy gösterebiliyor diğeri ise gazetelere, televizyonlara çıkabilmek için bizzat girişimlerde bulunup gazete gazete geziyor. Deyim yerindeyse gazete binasının önünde 'miting' yapıyor.

Birisi kandırıldığını, ihanete uğradığına inanıyor. Bu bakımdan da gergin ve inatçı...

Diğeriyse genç ve dinamik. 'Artık tamam' diyor.

Birisi 'delegelere hakim' ve kazanacağı sanılıyor. Diğerinin ise büyük bir taraftar desteği var ancak kazanmasının sürpriz olacağı konuşuluyor.

Birisi Aziz Yıldırım diğeri Ali Koç...

Hani 'Fenerbahçe Cumhuriyeti' deriz ya. Durum aynen öyle. Söylemlere, profillere, yaşananlara, adaylara baktığımızda sanki bir kulüp başkanını değil de Türkiye Cumhurbaşkanını seçiyor gibi.

3 Haziran sanki 24 Haziran'ın provası gibi. O bakımdan Fenerbahçe kongresinin sonucu şimdiden tüm ülkemize, Ortadoğu başta olmak üzere de tüm dünyaya hayırlara vesile olsun.