Korkusuz
Ümit Zileli

Dini sapıklığına alet eden felsefe öğretmeni!..

Herif, inanamayacaksınız ama felsefe öğretmeni!..
Konya’nın Selçuklu İlçesi’ndeki Ayşe-Kemal İnanç Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde öğrencilere felsefe dersi veriyor... Ercan Harmancı isimli, öğretmen kılıklı bu herif, geçtiğimiz günlerde okulda beden eğitimi dersine çıkan kız öğrencileri görünce tahrik olduğunu şu “veciz” sözcüklerle sosyal medya hesabından ilan etti:
-Ya benim çok sapık duygularım var ya da şeytan onlara uğramıyor... Bir genç kızın vücut hatlarını gördükten sonra şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz demektir!..
Herifin sapkınlıkları bununla da kalmıyor, ancak öncelikle altını çizmem gerek; genç kız dediği, kendisinin de derslerine girdiği bu kızlar, hayatlarının başlangıç noktasına dahi erişmemiş çocuklar!..
Felsefe nedir peki?.. Eski Yunan köklerine göre çok kısaca “Bilgi Sevgisi” anlamına gelir. Bilgeliğe, bilgiye değer vermek, onları önemsemek, hatta en değerli şeyler olarak görmektir!.. Var olanların varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin bilimsel olarak araştırılmasıdır...
İşte, felsefe gibi, bilgiyi, varoluşu kutsayan bir dersin öğretmenliğini yapan bu ahlak yoksunu zat, yukarıdaki sapkın mesajla da yetinmedi. Beden eğitimi dersini “ümmetin kızlarını soyma” dersi olarak tanımlayıp, kız öğrencilere ve öğretmenlere “Zina” suçlaması da yöneltti:
-Beden eğitimi dersi bu ümmetin kızlarını soyma dersi olarak konuldu ve yine öyle devam ediyor. .. Hem de zorunlu bu zillet bu ümmete yeter... Bir beden eğitimi öğretmeninin karşısında vücut kıvrılıyorsa ne kadar olması önemli değil onun adı zinadır!..
Vay sapık, vay sapkın, vay ahlaksız vay!..

“Kız öğrencinin giydiği eşofman onu çıplak yapar!”


Bitmedi; bu ahlaksız kız çocuklarının babalarını da suçladı:
-Bugün beden eğitimi adıyla adet görmüş kızlara zorla ve müfredat gerekçeli zina yaptırılıyor... Bu hiçbir babanın da umurunda değil... Hemi de Müslüman baba... Niyet sorgulamıyorum İslam’ın sınırlarının dışında niyet aranmaz!..
Nasıl tahrik olduğunu en utanmazca biçimde paylaşan bu herif, kız öğrencilerin giydiği eşofmanı da şu şekilde şeytanlaştırdı:
-Kız öğrencilerin giydiği eşofman onları çıplak yapar... Beden eğitimi değil, bedeni şeytana hazırlama eğitimi...
Felsefenin “F” sine dahi layık olamayacak, okuttuğu kız öğrencilerden tahrik olduğunu söyleyebilecek denli sapkın, bu yozlaşmış yobaz Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görevden alındı... Alındı ancak imam hatiplerde, tarikat yuvası okul, yurt ve kurslarda bu aşağılık türden daha kaç tane var, zehrini nasıl akıtıyor, ne yazık ki ancak medyaya düştüğünde ortaya çıkıyor!..
Daha önceki gün İzmir Dikili’deki Süleymancılar Cemaati’ne ait özel ortaöğretim erkek öğrenci yurdunda bir temizlik görevlisinin 7 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıktı. Çocukların şikayeti üzerine yakalanan Ö.F.E isimli sapık adliyede suçunu itiraf etti. Bu pislik herifin, kendisine karşı çıkan çocuklara şiddet uyguladığı, uygunsuz fotoğrafları da cep telefonunda sakladığı belirlendi!..
Aklı apış arasından başka hiçbir şeye çalışmayan, küçücük çocukların karşısında tahrik olan, bunu da “eğer şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz” diyerek dini sapkınlığına alet eden yobaz sapıkların cirit attığı bir ülkede yaşıyoruz eyy ahali...
-Buna layık mıyız bir düşünün!..

“İrtica yatağımızın başucundaki bir bardak suya karıştırılan zehir!”


Teğmen Kubilay, 23 Aralık 1930 günü, Derviş Mehmed ve yanındaki altı yobaz tarafından iki kahraman bekçi ile birlikte şehit edildi...
Kendini “Mehdi” ilan eden Derviş Mehmed isimli soysuz çıkan çatışmada geberip gitti. Diğerleri ise layık oldukları cezalara çarptırıldılar.. Olay tüm yurtta büyük yankı yarattı... tepkiler arasında en dikkat çeken yazıları ise Necip Fazıl Kısakürek yazmıştı!..1 Ocak 1931 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Necip Fazıl şöyle demişti:
- Düşman bir kılıçtır. Bu kılıç şakırtıyla çekilir, vızıltıyla savrulur, aydınlıkta saplanır. İrtica ise, yatağımızın başucunda bir bardak suya karıştırılan zehirdir. Kubilay’ın katili Derviş Mehmed’in Menemen kapılarına sokuluşu gibi, uykumuzu bekler ve ayaklarının ucuna basa basa gelir!..
Çok etkileyici değil mi!.. Necip Fazıl, sinsi bir yılana benzettiği irtica için ne yapılması gerektiğini de şöyle açıklamıştı:
-Bir muallim ve zabit başını yuttuktan sonra sinsi sinsi deliğine çekilen yılan şöyle ıslık çalıyor: “Bana, tabii ömrün ne kadarsa burada bitirip geber diye bir delik gösterdin. Ben bu delikte duramıyorum. Beni taşla ezmedikçe, gazla yakmadıkça, külümü yele vermedikçe sana rahat haram olsun” Onun bu son isteğini  yerine getirmek elimizdedir!..
5 Ocak 1931 günlü Hakimiyet-i Milliye’de ise “Necip Fazıl Bey’in nutku” başlığı altında şöyle diyordu:
-Türkiye nüfus kütüklerindeki softa ve mürtecinin yeşil kanını kurutacaksın. Bu kadar!..
Sevgili dostum Kemal Anadol, derlemiş ve sormuş:
-Bugün siyasal tartışmalarda hatta Meclis kürsüsünde Necip Fazıl’a gönderme yapmak, alıntılamak moda oldu. Acaba Necip Fazıl hayranları, üstadın yukarıdaki görüşlerini nasıl yorumlayacaklar merak ediyorum...
Valla, işin doğrusu ben de öyle!..