Korkusuz
Ümit Zileli

Devlet kapısına kilit vurdu!..

Bu kadar yıllık gazetecilik hayatımda her şeyi gördüğümü, artık hiçbir şeyin beni şaşırtamayacağını sanırdım...
-Çok yanılmışım!..
Uzun yıllardır,  ülkücü taban tarafından “Devletin başına Devlet gelecek” sloganıyla desteklenen Devlet Bey, önceki gün eğer deyim yerindeyse Milliyetçi Hareket Partisi’ni tarihe gömecek açıklamayı yaptı!.. MHP’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeyeceğini, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini ilan etti... Gerekçesini de şöyle açıkladı:
-Yenikapı ruhuyla devam!..
Valla bana kalırsa bu açıklamayla birlikte MHP’yi “tuzruhu” bile kurtaramaz!.. Usulden de olsa, Erdoğan’ın adaylığını bile açıklamadığı, AKP ile ittifak görüşmelerinin belirsizliğini koruduğu, iktidar sözcülerinin “ittifak yasası mart ayından önce çıkmaz” dediği bir ortamda böylesine acul bir atak acaba nasıl yorumlanmalı?..
Öncelikle uzun konuşmalarıyla ünlü Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın, MHP liderinin bu “karşılıksız aşkını” yorumlarken “Sayın Bahçeli özü sözü bir kişidir. Asla ikili oynamaz” mealindeki övgüsü ve “mutlu olduk” açıklamasının tuhaf kısalığına takıldım ben!.. Ardından AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın bir kaç kelimelik “liyakat” övgüsü geldi!.. Açıkçası şaşırdım:
-Neler oluyor?..
Normal şartlarda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Yüzde 50+1 oranını yakalamak için çırpınan, kamuoyu yoklamalarında henüz bu oranın epey aşağısında görünen iktidarın MHP’ye jestler yapması, pamuklar içinde koruması, kollaması gerekirken, oylarına ihtiyaç duyulan MHP’nin AKP’ye ilan-ı aşk etmesi nedendir dostlar?!.
-AKP’nin, MHP sanki ortak değil de bir yükmüş tavırları ne ola ki?!

Dibe doğru yol alan parti!..


Yoksa MHP artık Doğu ve Güneydoğu oylarını tehlikeye düşürecek denli erimiş, bitmiş bir parti görüntüsü verdiği için mi bu çekingenlik?!.
Devlet Bey’in kendi partililerini bile şoka sokan açıklamasında söylediği “baraj sorunumuz yok” sözleri ne yazık ki gerçeklerden çook uzakta sayın seyirciler; öyle ki, neredeyse her yapılan anket MHP’yi bir önceki anketten daha aşağıda, yüzde 10 barajından iyice geride gösteriyor!.. Diğer bir deyişle partinin en dip oranı görebileceği, yüzde 2-3’lere kadar gerileyebileceği bile konuşuluyor!..
Bu durumda Devlet Bey için partiden elinde kalan kadroyu AKP listesinden seçime sokmak dışında bir başka seçenek gözükmüyor. MHP liderinin “hükümette yer alma” iddialarına sert çıkması, “MHP pazarlanamaz bir partidir. Destek verdik bakanlık isteriz gibi ahlaksız bir davranışın içinde olmayız” sözleri de ne yazık ki havada kalıyor!..
MHP liderinin, MHP’yi içine düşürdüğü, gerçekten acınası durumu bir tarafa bırakıp, diğer partilerin ittifak durumuna laf atması Abdullah Gül’e “aday olma ayıptır” türünden uyarılarda bulunması ise gerçekten traji-komik bir görüntü arz ediyor!.. Dün sosyal medyaya baktı mı bilmiyorum; umarım bakmamıştır!.. Beni en çok şu mesaj acı acı güldürdü:
-Bahçeli açıklama yapmış: “Önümüzdeki MHP Kongresi için genel başkan adayım Sayın Erdoğan’dır!..
Acıklı tabii... Devlet eski Bakanı Önay Alpago’nun  İngilizlerin efsanevi muhafazakar Başbakanı Churcill’den yaptığı alıntı ise şöyle:
-Churcill, bir milletvekilinin Muhafazakar Parti’den İşçi Partisi’ne geçtiğini duyunca, “Ben batan gemiyi ilk önce farelerin terk ettiğini bilirdim. İlk defa bir farenin batan gemiye geçtiğini görüyorum!..

OHAL artık olağan!..


Darbe girişiminden yalnızca 5 gün sonra getirdiler olağanüstü hal uygulamasını...
-Bir buçuk ay içinde kaldırırız dediler...
Bir buçuk yıl geçti; Hükümet sözcüsü Bozdağ önceki gün üç ay daha uzatılacağını müjdeledi!.. FETÖ ile mücadele için demişlerdi; açın, bakın Kanun Hükmünde Kararnameleri(KHK) FETÖ ile mücadeleyle lakası olmayan ne kadar konu varsa bulacaksınız!..
Taşeron işçilerin kadroya alınması meselesinin örneğin, ne alakası var KHK ile?!.. Şöyle var; TBMM tamamen dışlanmış durumda, bu tür konuları Meclis’te görüşmek hiç işlerine gelmiyor, çıkarıyor KHK’yi, işlem tamam, ne karışan var, ne de görüşen!.. Muhalifleri susturmanın, devletten ayıklamanın, istedikleri ihaleyi, istediklerine vermenin yolunu da KHK’lar açıyor tabii!..
-Yani, sözün özü, bu iktidar, bu ülkeyi KHK’sız yönetemiyor!..