Korkusuz
Ümit Zileli

Cumhuriyetin dik duruşlu kadını!..

Tüm yaşamı boyunca Cumhuriyetin yıkılmaz kalelerinden biri oldu...
Pırıl pırıl bir hukuk siciliyle yargının zirvesinde uzun yıllar hukuk ve adalet için kıyasıya mücadele verdi... Bu uğurda hep iktidarın, gerici çevrelerin, cumhuriyet düşmanlarının hedefi oldu ancak bir adım bile geri atmadı...
Danıştay Başkanvekili, ardından Danıştay Başsavcısı olarak hep hukukun ve gerçeğin yanında yer aldı. tanımaktan, dostu olmaktan onur duyduğum Tansel Çölaşan, 2008’de, o korkunç kumpas zamanlarında emekliye ayrılmasının ardından “yeter arık, görevimi yaptım, içim rahat” diyerek köşesine çekilebilir, yıllar sürecek “cadı avı” sırasında kendisi ve ailesini korumaya almayı seçebilirdi...
-Böyle yapmayı aklının ucundan bile geçirmedi!..
Tam tersine, hukuk bilgisiyle, savaşçı azmiyle hep kumpas kurbanlarının, zindanlara tıkılan yurtsever kahramanların yanında yer aldı... Bununla da yetinmedi; her dönem muktedirlerin hedef tahtası olan, kurucu genel başkanı sevgili Muammer Aksoy’un alçakça bir suikasta kurban gittiği, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin genel başkanlığına aday oldu ve seçildi... Tansel Çölaşan’ın ilk seçildiği dönemde ben de Genel İdare Kurulu üyesi olarak onunla birlikte çalışmıştım...
-İlk kez yan yana, omuz omuza çalışıyorduk...

“Bıçağın sırtı” dönemde ona ihtiyacımız var!..


Tansel Hanım’ı gerçek anlamda ilk kez orada tanıdım...
O zarif, o esprili, o entelektüel birikiminin yanı sıra,  nasıl azimli, nasıl savaşçı bir kişiliğe sahip olduğuna  o süreçte tanık oldum!.. Bir cümlede tarif et deseler ne derdim diye düşündüğümde aklıma şöyle bir tanım geldi hemen:
-Kadife eldiven içinde çelikten bir yumruk!..
Tansel Çölaşan, 8 yıldır ADD’nin başında... Bu süreçte ADD kurumsal kimliğini iyice pekiştirdi... Yurt çapında “gidilmez, çalışılmaz” denilen yerlerde şubeler açtı... Her zaman olduğu gibi iftiralar, suçlamalara uğradı ancak hepsinden yüzünün akıyla çıktı... Cumhuriyetin şu en zorlu sürecinde güvenilir bir liman, asla geri adım atmayacak bir cumhuriyetçi, Atatürkçü kurum olduğunu dosta düşmana ispat etti...
Bu ay sonunda ADD’de seçim var! Tansel Hanım genel başkanlığa bir kez daha aday... Bence bu en kritik, adeta “Bıçağın sırtı” dönemde Çölaşan’ın yol göstericiliğine büyük ihtiyaç var... Çünkü önümüzdeki süreç tam anlamıyla “var olmak- yok olmak” ikileminde son derece zorlu bir kavgaya sahne olacak...
-Bu nedenle oyum Tansel Çölaşan’a!..

Bir KHK, bir tren faciası ve “Tek adam rejimi”ne merhaba!..


“Tek adam rejimi” yine ortalığı kasıp kavuran bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ve bir tren faciasının ardından dün resmen başladı...
Eski dönemin son KHK’sı aslında 20 gün önce, 4 Haziran’da hazırlanmıştı ancak bekletildi ve dün görevi resmen sona eren Bakanlar Kurulu’nun imzasıyla çıkarıldı!.. Böylece yeni dönem tertemiz açılmış oldu, günahı da eskilerin başına kalmış oldu!..
KHK Ortalığı yıktı geçti çünkü 18 bin 632 kişi kamudan ihraç edilirken karşılığında 148 kişi kamudaki görevlerine iade edildi, denge müthiş yani!.. 12 dernek, 3 gazete, bir televizyon kapatıldı. Kimler yok ki ihraç edilenler içinde, neredeyse her meslek grubu payına düşeni almış; akademisyenler, vali yardımcıları, kaymakamlar, binlerce subay ve astsubay, polis, sayın sayabildiğiniz kadar!.. Haa son KHK’da kamudan ihraç edilen ölü bile var!.. Vallahi şaka yapmıyorum; Mersin’de 16 Haziran’da kanserden hayatını kaybeden mühendis Yusuf Fındık da öldüğü yetmemiş olacak ki, bir de kamudan atıldı!..
-Ne kadar vicdanlı, ne denli titiz bir KHK, görün yani!..
Önceki gün saat 17 civarlarında da Kapıkule-İstanbul seferini yapan yolcu treni, Çorlu’da raydan çıkarak devrildi. Kazada 24 yurttaş yaşamını yitirdi, 338 yurttaş yaralandı. Önce Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan kazanın nedenini açıkladı:
-Aşırı yağış!..
Ben bugüne kadar aşırı yağıştan raydan çıkan tren görmemiştim, onu da bu vesileyle görmüş oldum!.. Daha sonra bakanlık da bir açıklama yaparak “aşırı yağış” dedi ancak zannımca pek komik kaçtığını görüp şöyle bir ekleme yaptı:
-Kazanın aşırı yağmur yağışı nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması nedeniyle meydana geldiği tespit edilmiştir!..
Peki bu işin yetkilileri, sorumluları böyle bir şeyin olabileceğini bilmiyorlar mı?.. O tren yolu acaba en son ne zaman denetlendi?.. Her yağmur yağışında yüreğimiz ağzımızda mı yaşayacağız?.. Bu soruların yanıtını ne zaman vereceksiniz? Ya da ne zaman lütfedip vereceksiniz?..
-Yeni Türkiye’nin yeni rejimi hayırlı, uğurlu olsun!..

sozcu-banner-1