Korkusuz

Cumhuriyet gidici(mi)!

Cumhuriyet gidici(mi)!
Elbette herkesin bir çok sorunu var ve zamanı çok kısıtlı ama okumadan da olmaz.
Elbette yaşam koşulları ve dolaylı-dolaysız baskılar insanlarda moral bırakmıyor ama direnmeden de olmaz.
Bilgi olmadan mücadele olmaz.
Kime karşı nasıl mücadele edileceğini bilmeden muhalif olunmaz.
Muhalefet olmadan ülke kurtulmaz.
AKP iç ve dış politikalarıyla ülkeyi karanlığa sürüklüyor.
Bunun nasıl olduğunu her gün herkes görüyor ve yaşıyor.
AKP ve AKP’den cesaret alanlar bulundukları konumlarda ülkeyi ve toplumu kendi ideolojilerine uygun dizayn etmeye çalışıyorlar.
24 Haziran seçimlerinden sonra çok şey yapıldı, yapılıyor ve sistem toptan ve kökten değişiyor.
Olağanüstü bir durum olmazsa bunun sonu gelmeyecektir.
İdeoloji bunu gerektirir.
İçeride ve dışarıda.
Örneğin dışarıda dünya İslamcılarını kucaklamaya çalışan ve bunun için tüm siyasi ve mali olanaklarını seferber eden AKP doğal olarak içeride daha fazla İslamcı olmak ya da görünmek zorunda.
Böyle bir tercih doğal olarak muhalefetin susturulmasını gerektirir.
AKP toplumu ve devleti İslamlaştırmaya çabalarken hiç kimsenin karşı çıkmasına izin vermeyecek. Karşı çıkanlar azaldıkça, sesleri kısılınca ve topluma ulaşma kanalları tıkanınca AKP toplumda çok daha geniş kitlelere ulaşacaktır. Yani onlara kendi ideolojisini duyuracak, alıştıracak sonra da inandıracak.
Bu da çok kolay olacak çünkü şimdi medyanın yüzde 95’ini kontrol eden AKP olağanüstü bir durum olmazsa bir yıl içinde yüzde yüzünü ele geçirebilir.
Özel ve kamu reklam geliri olmayan, az satan, RTÜK cezalarıyla sıkıştırılan ve vergi müfettişlerinin günlük baskınlarına maruz kalan ve yeni yasal düzenlemelerle gazete, televizyon ve diğerleri uzun süre ayakta kalamaz.
Silivri tehdidi her zaman olacak.
Umarım ben yanılırım.
Umarım bu beklentilerimin hiçbiri doğru çıkmaz ve Türkiye Cumhuriyet olarak aydın ve özgür insanların ülkesi olarak sonsuza dek yaşar.
Peki nasıl?
Önce mucize gerek.
Ya AKP kendiliğinden yanlışlarının farkına varacak ve bu yanlışlarından vazgeçerek 2011 öncesi politikalarına dönecek ya da tüm siyasal parti ve sivil toplum örgütleriyle muhalefet birlikte harekete geçerek  AKP’yi buna zorlayacak.
Halk bu parti ve örgütlerden böyle bir çaba bekliyor.
Eski söylem ve davranış biçimleri artık işe yaramıyor ve yaramayacak.
Umutların tükenmek üzere olduğu, korkunun insanları sindirmeye başladığı ve nefes almanın bile zorlaştığı bir dönemde insanlar yalnız ve yalnız geleceğe inanmak istiyor. Bu inancı onlara onlar da çocuk ve torunlarına veremeyen bir mücadele çok kısa süre içinde heyecanını kaybeder tükenir.
Artık yeni şeyler söyleme zamanı.
Eskinin işe yaramaz düşünme ve davranma kalıplarından kurtulma zamanı.
Herkes bireysel ve örgütsel olarak başkasından bir şeyler beklemeden oturup kendini sorgulamalı.
Sloganlarla, içi boş palavradan muhalefetle insanları kaldırabilirsiniz ama Cumhuriyet’i asla.
Muhalif olmak duyarlılık ve cesaret gerektirir.
Öncesinde bilgi ve vicdan ister.
Yani dürüstlük.
Palavracılardan muhalif olunmaz.
Şakası yok:
AKP kendi ideolojisine uygun farklı bir Türkiye yaratmak istiyor.
Bu yol kesinlikle yanlıştır ve sonu hüsranla biter. Nasıl biterin yanıtı çok karanlıktır.
Bu karanlığı önceden görmek isteyenler bölge tarihine baksın. Bu coğrafyada hiç bir dinamik AKP hesaplarına izin vermez. Kurtuluş Savaşı’nda Türk halkının kavga ettiği emperyalist ülkeler aydınlık değil karanlık bir Türkiye’yi tercih eder.
İslam coğrafyasındaki ülkelere, o ülkeleri yöneten siyasal yapılara, ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve kültürel çöküntüye ve bu ülkelerin içinde bulunduğu durumlara bir göz atmak yeterli olmalıdır.
Her şey ortada.
İslam coğrafyasında İslamcı geçinenler bile her an AKP’nin karşısına dikilecektir.
AKP yönetiminde Türkiye’nin bölgede hiç bir şansı yok ve olmayacaktır.
‘Arap Baharı’ ve öncesinde BOP’ta AKP’yi bir model olarak pazarlamak isteyen Batı’nın Türkiye’nin bu hale gelmesine engel olmaması çok anlamlıdır.
AKP’nin acilen ve hemen yapması gereken şey son 7-8 yolda uyguladığı tüm iç ve dış politikalardan geri dönmektir.
İnanın bana Türkiye’yi kurtarmanın başka hiçbir yolu yoktur.
90 yıl cumhuriyet gelenekleriyle bu duruma gelen bir Türk toplumunun geriye götürülmesi çok büyük sosyal ve psikolojik sıkıntılar yaratacaktır. Bugünün avantalarından yararlandığı için AKP’ye oy ya da destek verenler ülke uçurumun son çizgisine geldiğinde pişman olacaklar ama yapılacak hiç bir şey kalmayacaktır.
Bunu önlemenin mutlaka çaresi olmalıdır.
Çareyi bulmanın ilk adımı kendimizi sorgulamaktır.
Nasıl mı?
Ben olsam şunları şunları yaparım’ diyerek.
Dostlarla paylaşarak.
Ama asla bildik şeyleri söylemeden.
Önce kendimiz yaratıcı olacağız sonra da yeni bir Türkiye yaratacağız.
Sonrası çok kolay.
Denemeye değer.
Peki ne olacak?
Önce moraliniz düzelecek kendinize güveniniz artacak ve sonunda kendinizle gurur duyacaksınız.
Önemli bir görev üstleneceğinizi anladığınız için.
Ülkenizi daha fazla sevdiğinizi anladığınızda için duygulanıp ağlayacaksınız.
Sonra mı?
Sonrası çok kolay.
Tek koşulla:
Samimiyet, irade ve kararlık.
CUMHURİYET yok olmadan!

plusbanner2x