Korkusuz

Cumhuriyet 100 yaşında

Cumhuriyet 100 yaşında
100 yıl önce dün, yani 30 Ekim 1918’de Mondros Antlaşması imzalandı.
Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti fiilen son buldu ve Anadolu dahil Arap coğrafyasında ve Balkanlar’da Osmanlı toprakları kaybedildi.
Mustafa Kemal işte o gün Kurtuluş Savaşı’nı kafasında planlamış ve zafer inancıyla Cumhuriyet’i kurmuştu.
Buna siyasi deha, stratejik planlama ve mücadele azmi denir.
Her şey bir inançla başlar ve öyle son­lanır.
O günün koşullarında içeride ve dışarıda her tarafın düşmanlarla sarılmış olmasına rağmen.
Umutsuzluğun tam anlamıyla tükendiği zamanlarda.
1916’da bölgenin haritalarını çizen Sykes-Bicot Antlaşması imzalanmış, Hicaz’da Suud ve Haşimi (Şimdiki Ürdün Kralının dedeleri) aşiretleri İngilizler tarafından Osman­lıya karşı ayaklandırılmış, Filistin’i işgal eden İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Balfour 2 Kasım 1917’de Yahudilere ‘Burayı size bir vatan olarak vereceğiz’ demiş , Balkanlar elden gitmiş ve 30 Ekim 1918’de Osmanlı teslim olmuştu.
Anadolu’da okuma yazma oranı yüzde bir bile değildi.
Mustafa Kemal ve arkadaşları işte böylesi zor koşullarda yeni türden bir ülke kurmaya karar verdiler ve öyle yaptılar.
1919-1923.
95 yıl önce Cumhuriyet kuruldu ama iç ve dış düşmanlar yenilgiyi bir türlü kabullenmedi.
Bu da çok doğaldı çünkü Atatürk İslam coğrafyasında kurtuluş savaşını başarmış ve Sovyetler Birliği’nin komünist lideri Lenin’den yardım alan ilk Müslüman ülke lideriydi.
Hem de hilafetin ülkesinde.
Batılı emperyalist ülkeler bir Müslüman ülke olarak Türkiye’nin komünist olma olasılığın­dan çok korkmuştu.
İngiliz kışkırtmasıyla ilk dinci ayaklanma Cumhuriyet kuruluşundan kısa bir süre sonra, Şubat 1925’te yaşandı.
İngilizler bununla da yetinmeyip Atatürk’ün önünü kesmek için bölgenin diğer önem­li ülkesi Mısır’da 1928’de Müslüman Kardeşler Örgütü’nün kurulmasını sağladı.
O gün bu gün İslamcı ideoloji Türkiye ve bölge için büyük tehlike oluşturdu.
Ilımlı başlar radikalle devam eder.
Mustafa Kemal bunu çok iyi bildiği için Arap coğrafyasından uzak durmaya ve laik bir ülke ve toplum yaratmaya çalıştı.
1905-1907 yıllarında Şam’da 5.Ordu emrinde görev yapan Mustafa Kemal Eylül 1908’de ilk kez Libya’da bulundu. Ekim 1911’de tekrar Libya’ya dönen ve Eylül 1912’ye kadar oralarda savaşan Mustafa Ke­mal Şubat-Ağustos 1917 döneminde Halep, Şam ve Filistin’de İkinci ve Yedinci Kolordulara komutanlık etti.
Alman komutanlar, Enver Paşa ve Padişah çevresiyle sıkıntılı dönemler yaşayan Mustafa Kemal Libya, Suriye ve Filistin’de bulunduğu sırada bu coğrafyayla ilgili çok şey öğrendi.
Örneğin; dinin bu ve çevre topraklarda yoksul ve cahil insanları ne hale getirdiğini.
Örneğin; işbirlikçi egemen güçlerin dini kullanarak buralarda ne tür ihanetlerin içinde olduklarını.
Özellikle; İngiliz işbirlikçisi Arap aşiret lider­lerinin ihanetini ve İngiltere ile Fransa’nın dini bir silah olarak kullanma niyet ve becerisini.
Kime karşı?
Komünist Sovyetler Birliği’ne ve bölgede­ki halkları laik toplumlar haline getirebilme potansiyeli taşıyan Mustafa Kemal’a karşı.
Onlara göre farklı bir Türkiye yaratmak isteyen Mustafa Kemal çok tehlikeliydi ve ne pahasına olursa olsun engellenmeli­ydi.
100 yıl da geçse Mustafa Kemal ve ideolojisi ortadan kaldırılmalıydı.
Bu coğrafyada hiç kimse emperyalizme, sömürgeciliğe, gericiliğe ve siyonizme karşı durmamalıydı.
Hiç kimse Atatürk’ün izinden gitmemeliydi.
Atatürk 1938’de yaşamını yitirdi ama Arap coğrafyanın aydınları onun izinden yürüdü.
Suriye, Lübnan, Irak, Mısır, Cezayir, Ye­men, Tunus ve diğerleri.
1946’dan sonra bağımsız olan hepsinde cumhuriyetler kuruldu.
Hepsi Atatürk’ten etkilenmiş ve esinlen­mişti.
Eksi ve artılarıyla.
Ama ne demişler:
‘Su uyur düşman uyumaz’.
İslamcılar Türkiye’de olduğu gibi tüm coğrafyada problem olmaya devam etti.
Suudi parası, kral, emir ve şeyhlerin ihaneti ve CİA planlarıyla.
Bu nedenle ‘Arap Baharı’ Cumhuriyet olan ülkeleri hedef aldı.
İslamcılar bu ülkelerde iktidara taşınacak ve hepsi AKP’yi örnek alacaktı.
Suriye direnince İslamcılar iktidara taşınamadı ama AKP kendi kendinin modeli oldu.
Atatürk Cumhuriyeti’nde.
Mondros’tan 100 yıl sonra.
Cumhuriyet’in 100. yılına 5 kala!
Hikaye bundan ibarettir!

plusbanner2x