Korkusuz

Aykırı mı dediniz!

Aykırı mı dediniz!
Hukukçu ve politikacılara göre;
Kendisinin onay verdiği seçim kurullarını gerekçe göstererek İBB seçimini iptal eden YSK’nın kararı yasaya aykırı, YSK’nın aynı zarf içinde bulunan dört pusuladından yalnızca birini alarak İstanbul İBB seçimini iptal etmesi yasaya  aykırı, YSK’nın seçimi iptal etme kararında yedek üyelerin oylamaya katılması anayasa ve yasalara aykırı ama hiç kimse bir şey yapmadı ve yapamadı.
AKP’nin seçim kurullarının başkanlarıyla ilgili özel bilgileri ve zihinsel engellilerle ilgili kişisel sağlık bilgilerini elde etmesi yasaya aykırı, önceki aykırılar kadar.
Belki de en çok aykırı.
16 Nisan 2017 anayasa referandumunda YSK’nın 2.5 milyon mühürsüz zarf ve oy pusulasını kabul etmesi yasaya  aykırıydı.
Olaydan bir yıl sonra CHP lideri Kılıçdaroğlu referandumda ‘hayır’ oylarının ‘evet’ oylarından 1,5 milyon fazla olduğunu söyledi ve YSK için çete tanımını yaptı.
Şimdi de aynı şeyi söylüyor.
Söylüyor ama o referandumla anayasayla birlikte siyasal sistem değişti, AKP lideri ve Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan her şeyin hakimi oldu ve ülkede olanlar oldu.
Oldu ama ‘aykırıdır’ modası sürüyor.
AKP Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasa yeminine aykırı davranıyormuş.
Erdoğan 24 Haziran seçim kampanyasını tek başına yürüttü, devletin tüm olanaklarını kullandı, seçim öncesinde Adalet, Ulaştırma ve İçişleri Bakanlarını değiştirmedi ve ‘anayasa ile yasalara aykırı davrandı’ denildi ama hepsi o kadar.
Aykırı olanları saymakla bitiremeyiz.
Ama en aykırılı olanlar kuşkusuz hak, hukuk ve adalete aykırı olanlarıdır.
Mahkemeler akılalmaz kararlarla yargı bağımsızlığına aykırı davrandılar.
Politikacılara, gazetecilere, sanatçılara, akademisyenlere, öğrencilere ve muhalif olan herkese karşı davalar açıldı bazıları da hapis cezası aldı.
Örneğin bana verilen hapis cezası ve devam eden mahkeme ve soruşturmalar bırakın hak, hukuk ve adaleti mantık ve vicdana bile aykırıdır.
Somut ve çok ciddi iki yakın örnek:
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu linç ya da öldürmeye kalkışanlarla gazeteci Yavuz Selim Demirağ’ı ölesiye dövenlerin serbest bırakılması.
Kadınları döven, öldüren ve çocuklarla birlikte onlara cinsel taciz ve istismarda bulunanların serbest kalması ise hak hukuku bırakın insanlığa, İslam’a ve vicdana aykırı.
Magazin olsun diye İstanbul adayı eski Başbakan ve eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım önceleri Cumhurbaşkanlarına şimdi de Başbakanlara ait Çankaya Köşkü’nde kalmaya devam etmesi her şeye aykırı ama çıkmıyor.
Son 7-8 yılda hak, hukuk ve adalete aykırı çok sayıda söylem, tutum ve davranışa tanık olduk ama hiçbir şey yapamadık.
Son 7-8 yılda bırakın hak, hukuk ve adaleti inançlara aykırı sayısız söylem, tutum ve davranışı görüyoruz.
Bırakın anayasa-babayasa bazıları Allah’ın emir ve uyarılarına bile aykırı davranıyor ama onların hesabı öbür dünyada çünkü adamlar biz Müslümanız diyor.
Adamların ‘günah işleme özgürlüğü’ var.
Şimdi giden gitti geçen geçti peki bundan sonra aykırı olanlara ne yapılacak?
Örneğin İBB seçimleri bir bahaneyle tekrar iptal edilirse?
Başka örneğe gerek yok çünkü önümüzdeki 2-3 yıllık dönemin kaderini 23 Haziran seçimleri belirleyecek.
Daha önce de yazmıştım içerde ve dışarda birçok çevreye göre seçimin sonucu ne olursa olsun Ekrem İmamoğlu Türkiye’nin vazgeçilemeyecek gerçeğidir.
Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan bu gerçekten kurtulmak için her yola başvuracaktır.
Aykırı mı değil mi o zaman bakacağız.
Ama biz o zamanı görünceye dek bölgede ve dünyada çok önemli gelişmeler yaşanacak ve tüm bu gelişmeler olumlu ya da olumsuz Türkiye’yi etkileyecektir.
Yani Erdoğan’ı.
Yani İmamoğlu’nu.
23 Haziran’a kadar ve 23 Haziran’dan sonra sürpriz çok.
Kesinlikle bu yıl sonundan önce.
Hem de her şeye aykırı.