Korkusuz

Ah şu Suriyeliler!

Ah şu Suriyeliler!
Son dönemin moda konusu Suriyeli mülteciler.
İktidar şimdiye kadar olduğu gibi mültecileri kendi ideolojik ve politik hesapları için kullanıyor, muhalifler ise ‘Yeter artık bu işe bir çare bulunsun’ diyor ama hepsi çaresiz.
İktidar 8 yıldır Türkiye’de yaşayan Suriyelilere her konuda kolaylık gösterip yardım ediyor çünkü   ‘AKP’leşmelerini’ istiyor.
Suriye sorununun çözümü halinde bu insanlar ülkelerine dönecek, seçimlerde AKP’nin destekleyeceği adaylara oy verecek ve Fırat’ın batısında yaşayanlarla birlikte Suriye’nin siyasal geleceğinde söz sahibi olacaklar’.
Mültecilerle ilgili yapılan hesap özetle böyle.
Peki 2011 öncesinde böyle bir sorun var mıydı?
2011 öncesinde Suriye’nin Türkiye sınırı tamamen açıktı ama BİR TEK Suriyeli bırakın Türkiye’ye dünyanın hiçbir yerine mülteci olarak gitmemiştir.
Bugün Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli var ve bunların yaklaşık 115 bini devletin kamplarında kalıyor geri kalanlar kendi olanaklarıyla yaşıyorlar.
Suriyeli mülteciler ülkelerinden kaçarken bankadaki paralarını ve evdeki tüm altınlarını alarak gelmiştir.
Bir bölümü de çok çok zengindir.
Mülteciler arasında elbette vatan haini, işe yaramaz, Türk toplumunun gelenek ve yaşam standartlarına ters davrananlar vardır ama bu asla koparılan yaygaranın gerekçesi olamaz.
Altmışlı yıllarda Almanya’ya gönderilen Türk işçilere nasıl davranıldığını herkes bilir. Bugün bile Almanya ve genel olarak Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin uyum sorunu var.
Türkler Almanya ve Avrupa’ya işçi olarak gitti ama Suriyeliler Türkiye ve diğer ülkelere mülteci olarak sığınmışlardır.
Üstelik evleri yakılmış ve vatanları perişan edilmiştir.
Peki neden?
Hıristiyan ve Müslüman 100 ülke Suriye’nin üzerine çullanmıştır.
100 ülkeyle birlikte 300 bin yerli ve yabancı terörist Suriye devletini ve halkını ortadan kaldırmaya uğraşmıştır.
Müslüman, Hıristiyan, Ermeni, Sünni, Alevi, Şii, Dürzi, Süryani, Ezidi, Arap, Kürt, Türkmen ve herkes bu savaşın hedefindeydi.
‘En hakiki Müslüman benim’ diyen IŞİD, NUSRA ve benzeri yüzlerce ruh hastası örgüt insanlık dışı cinayetler işledi.
Haçlı kafalı Hıristiyan ülkeler bile ruh hastası örgütlerin hedef aldığı Suriyeli Hıristiyanların topluca öldürülmesine ve tarihi kiliselerinin yıkılmasına sesini çıkarmadı.
Özetle mülteciler zevk için ülkelerinden kaçmadı.
Elbette her şeye rağmen kalıp ülkelerini savunanlar gibi kalkabilirlerdi ama bu işin çok karmaşık nedenleri vardır.
Mülteciler sorununu çözmek isteyenler Suriye sorununa çare aramalıdırlar.
Çare tektir:
Hiçbir bahane aramaksızın Suriye devletiyle barışmaktır.
Bin kez yazdım ve söyledim:
Esed tekrar Esad olmazsa Suriye sorunu ASLA çözülmez.
Bu olmazsa Fırat’ın doğusundaki kargaşa asla son bulmaz.
Bu olmazsa Fırat’ın batısıyla ilgili senaryolar yazılır ama hiçbiri başarılı olmaz.
Bu olmadan Rusya ve İran ile dostluklar sonsuza dek devam etmez.
Bu olmadan Türkiye’nin ABD ile olan sıkıntıları hiçbir şekilde son bulmaz.
Bu olmadan bırakın Türkiye bölgede hiçbir sorununa çözüm bulamaz.
Ama Esed Esad olursa Suriye’de çözüm olur, barış sağlanır, demokratik düzen kurulur ve ülke yeniden imar edilir.
İşte o zaman yalnız Türkiye değil dünyanın birçok yerine dağılmış Suriyelilerin ezici çoğunluğu ülkesine döner.
Döner ve istediği kişiyi seçer.
Kimi seçerse seçsin başkalarını ilgilendirmez.
Barış içinde bir Suriye ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ diyerek herkesle dost olarak yaşamak ister.
2011 öncesinde olduğu gibi.
Ama birileri ‘Sulh’tan hoşlanmıyorsa mülteciler sonsuza dek burada kalır.
Kolay değil birileri bu coğrafyada ilk kurtuluş savaşını başlatan Mustafa Kemal’ın devrimci felsefesinden hoşlanmıyor.
Unutmayalım bu coğrafyanın ilk mültecileri Suriyeliler değil.
1947’de ülkeleri işgal edilen Filistinliler dünyanın her tarafına dağıldı.
Irak 2003’te işgal edildiğinde 4 milyon Iraklı Suriye’ye iltica etti.
Irak, Türkiye ve İran Kürtleri durmadan bir yerlere sığındılar.
Özetle Suriye ve Suriyeli mültecilerin sorunu için çözüm arayanlar Ankara’nın yolunu tutmalı.
AKP isterse tüm sorunlar yarın çözülür.
AKP istemezse yeni sorunlar herkese hayırlı uğurlu olmasın.