Korkusuz

Abbas yolcu

Abbas yolcu
42 yıldır Libya’yı yöneten Kaddafi ‘Arap Baharı’ başlangıcında feci bir şekilde öldürüldü.
23 yıl Tunus’u yöneten Bin Ali son anda Suudi Arabistan’a kaçarak kurtuldu.
30 yıl Mısır’ı yöneten Mübarek hapse atıldı.
30 yıl Yemen’i yöneten Salih öldürüldü.
30 yıl ülkesini yöneten Saddam’ın asılmasından sonra Irak dağıldı.
Bölgedeki bütün diktatörleri destekleyen ABD ‘Arap Baharı’ ile Müslüman Kardeşleri iktidar yapmak istedi.
Müslüman Kardeşler iktidar olamadı ama coğrafyanın her yerini IŞİD, NUSRA ve benzeri ideolojiler sardı her yer kan oldu.
Suriye’nin kimler tarafından ne hale getirildiğini biliyorsunuz.
ABD’nin bu yıkım projesine bölgede kimlerin yardım ettiğini bilmeyen yok.
Şimdi sıra ABD’nin dostu El-Beşir’de.
Adam 30 yıldır ülkesini baskı, zulüm ve kanla yönetti.
Adam devleti ve toplumu zorla İslamlaştırmaya kalkıştı.
Karşı çıkan herkes bertaraf edildi.
30 yılda Darfur bölgesinde 200 bin insanın ölümüne neden oldu, ülkesi ikiye bölündü, çalıp çırptı ve sonunda Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranır oldu.
Haftalardır sokakları dolduran milyonlar sonunda adamı istifaya zorladı ve şimdi gidebileceği güvenli bir yer arıyor.
Bakalım onu kim misafir edecek?
Gelelim Cezayir’e.
20 yıldır ülkesindeki İslamcılarla savaşan ancak çevresindeki insanların yolsuzluklarıyla baş edemeyen 82 yaşındaki Butaflika istifa etmek zorunda kaldı.
Peki biz YSK kararlarını beklerken başka neler oldu?
2011’den bu yana iç savaş yaşayan Libya’da işler daha da karıştı. Mısır, BAE ve Suudiler’in desteklediği güçlerle Türkiye ve Katar’ın desteklediği güçler arasında başkent Trablus’ta yoğun çatışmalar yaşanıyor.
ABD, Fransa, İngiltere, İtalya ve Almanya her zaman olduğu gibi ikili oynuyor.
ABD Başkanı Trump Kudüs ve Suriye’nin Golan Tepeleri’ni İsrail’e verdikten sonra 1967’den bu yana işgal altında bulunan Filistin’in Batı Şeria bölgesinde inşa edilen Yahudi yerleşimlerini de meşru ilan etti.
Bu gidişle Trump Fırat’ın doğusu dahil bu bölgede her yeri İsrail’e verecek.
Trump’tan aldığı psikolojik destekle Netanyahu salı günü yapılan seçimlerde sağcı, ırkçı ve radikal partilerle olan iktidarını korudu.
Suriye’de durumun sakin görünmesine paralel olarak Ankara Fırat’ın doğusunu unutmuşa benziyor.
S-400 ile ilgili tartışma devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan Moskova’ya gitti ve dolaylı da olsa Rusya ile daha fazla ekonomik, siyasi ve askeri işbirliği teklifinde bulundu.
Amerikalılar çok sinirlendi.
Salı günü Trump, Erdoğan’ın ‘düşmanı’ Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi Beyaz Saray’da ağırlayıp övgüler yağdırdı.
Öncesinde Trump Kaşıkçı’nın öldürülme emrini veren Prens Muhammed’le uzun uzun telefonda sohbet etti.
Mısır, İsrail, Suudi Arabistan ve BAE Trump’ın güvenip birlikte oyun çevireceği dört ülke.
Peki kime karşı?
İran.
Salı günü Trump İran Devrim Muhafızları’nı terör örgütü ilan etti.
Devrim muhafızları İran’ın resmî milis gücüdür.
Coğrafyamız her zaman olduğu gibi yine çok sıcak ve karışık.
Her şeyi bilmek gerek her şeyden ders çıkarmak için.
Bataklıktan uzak durmak gerek.
Ama olmadı olmuyor.
Yukarda özetlemeye çalıştığım her şeyde ve her yerde AKP var.
Daldın mı bu coğrafyaya çıkman hiç kolay olmaz.
Dışarının çamuru kesin bulaşır içeriye.
Demokrasi gider başka bir şey gelir.

★★★

Ben YSK olsaydım mazbatayı İmamoğlu’na verir tüm tartışmalara noktayı koyar Türkiye’yi kurtarırdım.-
Bakın Binali Yıldırım ortalıkta yok.
Hiçbir AKP’li çıkıp ‘Yıldırım kazandı’ demiyor.
Hiçbir AKP’li çıkıp ağız dolusuyla ‘İmamoğlu kaybetti’ demiyor.
AKP’liler ve yandaş medyanın konuştuğu tek şey ‘Hile, sahtekarlık, kumpas ve darbe’ .
Sanki CHP değil AKP muhalefette.
Sanki YSK ve tüm seçim kurullarını CHP seçti.
Uzatmayalım bu iş bir an önce bitmeli.
Bitmeli ki Türkiye sakinleşsin toplum kendi içinde barışsın.

Hep birlikte karanlık bir coğrafyada demokratik, özgür ve çağdaş bir Türkiye yaratmalıyız.
Hâlâ şansımız var.
Herkes Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğunu kabul ediyorsa İstanbullular da İmamoğlu’na ‘Başkanım’ der ve bu iş biter.
Bitmezse de İmamoğlu yine Başkan.
Sandıkta, gönüllerde ve vicdanlarda.